|9|

477 47 39
                                    

Keyifli akşamlar💜💙
Iyi okumalar⚘🙉
.
.
Dili tutulmuş gibi yüzüme bakıyordu. Sırıtarak ona bakarken bir anlık kaybettiği dengesiyle geriye doğru sendeledi. Her şeyin farkına varma zamanı gelmişti artık.

"Dostum neyin var böyle?"

Jungkook olduğunu öğrendiğim çocuk ona dikkatle bakarken ince bir kahkaha atarak parmaklarımı yüzüne sallayıp yavaş adımlarla ondan uzaklaştım. Hala kocaman olmuş gözleriyle bana baktığını biliyordum.

"Bunlar daha iyi günlerin..."

"Ah, yürü hadi dinlenmen lazım biraz." demişti başka bir ses. Karşı kaldırıma geçtikten sonra sırtımı duvara yaslayarak onu izlemeye devam ettim. Gözlerini benden ayırmadan ve şu an arkadaşlarının çekiştirilmesiyle çok sevdiği kafesinin önünden ayrılıyordu.

Gözden kaybolduğunda artık evim haline gelmiş olan ağacın yanına gitmek için bulunduğum yerden ayrılırken aniden gözlerimden şakaklarıma doğru vuran ağrıyla olduğum yerde kaldım.

Göz çevrelerimi yakıyordu ağrı, göz bebeklerime uygulanan bir basınç hissediyordum ve bu sıkıca kapattığım gözlerimi açamamı zorluyordu. Neler oluyordu yine?

Geçen ki gibiydi, göz bebeklerime uygulanan basınç tuhaf bir şekilde beni zorluyordu. Parmaklarımla şakaklarımı ovmaya çalışarak nedenini bilmediğim ağrıyı yok etmeye çalışıyordum fakat bu sadece ağrıyı daha şiddetlendiriyor nefesimi kesiyordu.

"Ah... kahretsin!"

Dengemi sağlayamadan sağa sola yalpalanarak olduğum yerde ilerlemeye çalıştım. Beynim zonkluyordu, nefesim kesiliyordu.

"Ne bu- ah!"

Kapalı olan gözlerimi daha fazla dayanamayarak büyük bir çığlıkla açtım. Anında etrafa bürünen kırmızılık boğazımdan yırtılırcasına kopan çığlığa neden olmuştu. Etraf kan gölüne dönmüş gibiydi ince çizgi halinde ucu gözükmeyen kırmızılık göz çevrelerimi yakarak çıkıyordu gözlerimden.

Beynime vuran ağır sancıyla dizlerim üzerine düşerken küçük taşlar dizlerime batarak bir sızlama hissetmeme neden oldu. Kulaklarıma dolan acı uğultu ölü bedenimi hayatta tutan nefesimi aniden kesmesiyle elimle göğsüme baskı uyguladım. Yere tamamen düşmem an meselesiyken bir elimle yerden destek alarak düşmek üzere olan bedenimi ayakta tutmaya çalışmıştım fakat artık uyuşmaya başlayan göz bebeklerim ve göz çevrelerimle kendimi zifiri karanlığa teslim ettim.

💢

Saat: 23:35

Terasın gri geniş taşlarına oturarak ayaklarımı demirlerden aşağı sarkıttım. Hafif esen rüzgar alnımdaki saçlarıma üfleyerek onları hareket ettiriyordu. Bazen buraya çıkmak, gecenin sesini dinlemek her şeyden uzaklaştığımı hissettiriyordu bana.

Fakat kafamda biriken tonlarca sorular yanıt bulmak için birbirleriyle çakışıp duruyordu. Anlamak istediğim, saçma bulduğum hatta öğrenmek istediğim tonlarca soru vardı. Hele ki bu akşam olanlar aklımı kaçırmama yetecek türdendi.

Sürekli aynı kıyafetiyle bir hayalet gibi önüme çıkmasına anlam veremiyordum. Benden ne istiyordu? Hatta asıl öğrenmek istediğim kim olduğuydu. Hoseok onu nasıl görmedi? O gün kalabalıkta fazla yakındık tam önümde durmasına rağmen onu nasıl görememişti?

Sıkışıp kaldığım sorulara yine yanıtsız kalarak başımı ellerimin arasına aldım. Bütün bunların cevabı o kadındaydı ve bu düşünce beni deli ediyordu. Yüzünü ilk defa gördüğüme emindim nasıl beni tanıyordu, adımı nerden biliyordu?

deadline: decipher |jenmin| [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin