Herkese merhaba;
Tanıtım bölümünün hemen ardından ilk bölümle karşınızdayım. Bölümler her gün düzenli olarak eklenecektir.Ta ki elimdeki hazrı bölümler bitene kadar.Sonrasında yazabildiğim en sık aralıklarla burada olacağım. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Umarım desteğinizi esirgemezsiniz..Herkesi çok çok öpüyorum...
1.bölüm:
Paris'te bir çatı katında altı aydır çıktığı erkek arkadaşı ile her zamanki gibi gün içinde yaşadıklarını paylaşmış yarım saat içinde konuşmaları yine aynı noktaya gelmişti. Sevgilisinin elleri vücudunun üst bölgelerinde dolaşırken bir yandan da dudakları ile sınırı aşarak boyun bölgesinden aşağıya doğru ilerlemeye başlamıştı. Genç adam; altı aydır süren düzenli ve hesapsız ilişkilerinin bu noktayı fazlasıyla geçmesi gerektiğine inanıyordu. Kız arkadaşı; uzun zamandır beklediği haberi alıp o çok istediği okula kabul edilmesinden dolayı, onun biraz daha ilerlemesine ses çıkartmamıştı. Ta ki elleri pantolonun düğmelerine ulaştığı ana kadar. Ve yine o itiraz dolu mırıltıları çıkmaya başlamıştı.
'' Justin... Dur... Justin lütfen yapma!''
Sürekli aynı şeyleri duymaktan sıkılan genç adam bu mırıltıları duymazdan gelip ilk düğmeyi çözmeyi başarmıştı. Fakat genç kızın aniden onu iterek ayağa kalkmasıyla ereksiyon halinde kalmanın verdiği sinir tüm hücrelerine yayılmış, bu kez büyük bir kavgayı başlatacak raddeye gelmişti.
''Sorun ne Deniz? Aylardır birlikteyiz. Üstelik reşitsin. Hayır, anlamıyorum her konuda cesur olan halin neden iş cinselliğe geldiğinde korkak bir tavuk gibi kalıyor?''
Deniz onun haklı olduğunu biliyordu. Buradaki genç kızlar yirmi yaşına geldiklerinde çoktan cinselliği keşfediyor hatta fazlasıyla deneyim sahibi oluyorlardı. Yedi yıldır onlar gibi yaşamasına rağmen yine de yeterince rahat davranamıyordu. Üstelik bunun sadece tutuculukla ilgisi olduğunu da düşünmüyordu. Gerçekten kalbinin istediği ve aklının onay verdiği zamanın geleceğine de inanıyordu. Yine de son bir yıldır hep varlığını hissettiği ve sevgili anlamında doğrudürüst ilk kişi olan adamı da üzmek istemiyordu.
''Justin ben çok üzgünüm. Çok haklısın ama ben daha kendimi hazır hissetmiyorum. Bu konuda anlayışlı olacağına söz vermiştin. Lütfen bana biraz daha zaman ver.''
''Ne kadar zaman gerekiyor Deniz? Bir yıl? İki yıl? Yoksa şu hep geri kafalı olduğunu söylediğin Türk akrabaların gibi illa evlenememiz mi gerekiyor?''
''Hayır, tabi ki evlenmek istemiyorum daha yirmi yaşındayım ve hayatımın bundan sonraki on yılında evlilik gibi bir planım yok. Ama ben her ne kadar inkar etsem de o beğenmediğin Türk akrabalarımın arasında büyüdüm. Ve inan bana Türkiye 'de bir genç kızın erkek arkadaşı ile bu tür rahat ilişkilerine hiç de iyi gözle bakmazlar. İster istemez bende etkilendim onlardan ama onlar gibi düşünmüyorum. Zamanı geldiğinde aramızda yaşanması gereken her şeyi yaşayacağız ama biraz daha zaman vermelisin bana.''
Justin, genç kızın kendisine küçük bir çocuk edasıyla gözlerini dikip bakmasına dayanamıyor ama onu artık sadece yanında değil yatağında da istemekten kendini alıkoyamıyordu. Kollarını kavuşturarak pencerenin önüne doğru yürüdü. Aşağıdaki yoğun araba trafiğine bakar gibi yaptı. Deniz'in yavaşça arkasından beline sarılıp yüzünü ensesine gömmesine içi gıcıklanarak tepki vermiş ama geri adım atıp arkasına dönmemişti.
''Sevgilim hadi asma yüzünü. Söz bak çok az kaldı. En azından son günlerde bu konuda baya ilerlediğimi düşünüyorum. Şu anda tek isteğim bir an önce Milano'daki okula başlamak. Ama noel tatilinde ikimiz baş başa şöyle bir kaç gün geçirebiliriz. Hem belki o zamana kadar ben de kendimi daha hazır hissederim. Hıı?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ DOĞUDAN YÜKSELİR
RomanceÖlüm döşeğinde olan babasına son görevini yapmak için Fransa'dan Urfa'ya gelen yirmi yaşında bir genç kız. Sadece iki hafta kalıp geri dönecekken bir ömür boyu o şehre tutsak kalırsa neler olur? Töre yalanının arkasına saklanmış istenmeyen bir evli...