38.BÖLÜM

36.2K 1.5K 148
                                    

Herkese merhaba;

Çok geç kaldım değil mi? Ama nedenlerini sizlere daha önce yazmıştım. Allah'tan bilgisayarım tamir edildi ve eskisinden güzel çalışıyor. Dün akşam gelir gelmez aklımdaki bölümü yazmak için başına oturdum ve bir günde tamamladım.

Artık Deniz'imiz şirket yönetimine el koydu. Tabi bu zamansız darbe sevgili kocasının pek de hoşuna gitmedi. Yine de ne demişler 'Emir demiri keser.''

Umarım bölümü severek okursunuz. Yorumlarınızı merakla bekliyorum. Hepinize keyifli okumalar dilerken bu bölüm için çok sevdiğim ve yakın zamanda kaybettiğimiz ünlü sanatçı Kayahan'ın bir şarkısını kullanmak istedim. Eh bu bölüme de ''Emrin Olur' şarkısı yakışırdı ama değil mi?

*****

GÜNEŞ DOĞUDAN YÜKSELİR 38.BÖLÜM

Yönetim kurulu toplantısı bir hayli hareketli başlamıştı. Yapılan saldırı gündeme bomba gibi oturduğu için, üyeler tedirgin ve tetikteydi. Cihangir onlara bu olayın önemsiz olduğunu ve şirketin kenetlenerek bu hain saldırılara karşı bir bütün olduğunda tüm zorlukları aşabileceklerini anlatmaya çalışıyordu. Her ne kadar Cihangir başkan koltuğunda otursa da yıllardır şirketin kurucu üyeleriyle beraber bu yolda ilerleyen, yönetim birimlerinin başındaki kişiler biraz tedirgin olmuşlardı. Cihangir'in son yıllardaki atılımları ve farklı iş kollarında gösterdiği başarılar onları sevindirse de şirketin tekstil alanından çıkıp birçok kolla büyümeyi sürdürmesi onların hoşuna gitmemişti. Sonuçta çoğu yaşlı başlı insanlardı. Ve alıştıkları durumların dışına çıkılması ve risk alınması onları huzursuz etmişti. Söz yine Cihangir'deyken birden kapı açılmış ve karısı yanında Çağlar ile beraber odaya dalmıştı. Cihangir onu gördüğü an ne kadar şaşırmış olsa da ayağa kalkarak;

''Canım hoş geldin. Şu anda bir toplantıdayız. İstersen sen odamda bekle, biter bitmez geliyorum.'' Diyerek kibarlığı elden bırakmamıştı.

''Hayır canım, doğru yere geldim. Bu yönetim kurulu toplantısı değil mi? Ben de yönetim kurulunun bir üyesi olarak toplantıda bulunmakla yükümlüyüm.'' Diyerek masaya -tam da kocasının karşında bulunan koltuğa- oturmuştu. Yanına da Çağlar oturduktan sonra hala ayakta duran ve ona şaşkın gözlerle bakan kocası ne diyeceğini şaşırmıştı.

''Peki, öyle olsun. Biz de bitirmek üzereydik zaten. Değil mi beyler?'' diyerek karısının restini görmüş ve bunu yemeyeceğini göstermek istemişti. Cihangir'in sözüyle ayağa kalkarak odadan çıkmaya hazırlanan üyelerin onu dinleyeceklerini anladığı an Deniz bu kez ayağa kalktı.

''Beyler lütfen gitmeyin. Siz bitirmiş olabilirsiniz ama ben daha bitirmedim. Lütfen beni on dakika kadar dinleyin. Söyleyeceğim önemli şeyler var.''

Dört kişiden oluşan ve yaşları kırk beş ile altmış arasında değişen üye topluluğu Deniz'in sözleri ile duraksayarak bir an ne yapacaklarını bilememişler oturup oturmamakta kararsız kalmışlardı. Cihangir, karısının ani çıkışı ile birden kaşlarını çattı. İnsanların içinde bu şekilde davranmakta neyin nesiydi? Karısının asla onu küçük düşürecek bir şey yaptığına şahit olmamıştı bugüne kadar. Derdinin ne olduğunu bilmiyordu ama bu yaptığı saçmalığa daha fazla izin vermeyecekti.

''Deniz; herkesin ilgilenmesi gereken işleri var. Senin kış modasıyla ilgili söyleyeceklerinle ilgileneceklerini sanmıyorum. O yüzden istersen bunları baş başa konuşalım.'' Diyerek alaycı bir ifade ile karısına meydan okumuştu. Adamlar ise esas patronları olan Cihangir'in son sözleri ile yeniden kapıya doğru yönelmişlerdi.

''Öyle mi siz bilirsiniz. Ama yerinizde olsam yönetim kurulu başkanı olmam sıfatıyla söyleyeceklerimi dinlemeniz için yerlerinize oturmanızı tercih ederdim.''

GÜNEŞ DOĞUDAN YÜKSELİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin