Bölüm eklemediğim iki günün telafisini yapayım dedim..Evet pamuk eller yıldızlara bassın bakalım...Hah şimdi bastıysanız okuyabilirsiniz...Keyifli okumalar...
GÜNEŞ DOĞUDAN YÜKSELİR 18. BÖLÜM
Güneş ışınları odayı doldurup sarımtırak bir şekilde içeriyi aydınlattığında, iki aşık hala sarmaş dolaş bir halde uyumaktaydılar. Onlar için uzun zamandır bekledikleri bir gece olduğundan bir hayli yorgun ve mutluydular. Her ikisi de gözlerini açmış fakat bir türlü konuşmaya cesaret edememişlerdi. Cihangir karısının pişmanlık duymasından Deniz ise son anda aklına gelen başka şeyler için endişe duymaktaydı. Sessizliği ilk bozan her zaman ki gibi Cihangir olmuştu.
''Günaydın...'' diyerek Deniz'e beklentiyle baktı.
''Günaydın...'' deyip ona iyice sokulan karısını hissettiğinde biraz olsun içi rahatlamıştı. Dudaklarından hiç sormak istemediği ama merak ettiği o cümleler döküldüğünde beklediği şeyi duymak için yanıp tutuşuyordu.
''Kendini nasıl hissediyorsun? Yani şey... Pişman...''
''Çok iyiyim sadece biraz yorgunum ve hayır pişman değilim.'' diyerek kocasının konuşmasını tamamlamasına izin vermeden hemen eklemişti Deniz.
Derin bir oh çeken Cihangir yeniden kendisine sıkıca bastırmıştı karısını.
''Cihan bir şey diyeceğim...'' diyerek zoraki halde söylendi Deniz.
''Efendin canım?''
''Beni biraz daha sıkarsan boğulacağım...''
Cihangir karısının uyarısı üzerine onu gerçekten fazla sıktığını fark ederek kollarını biraz gevşetmiş ama bedenini kendisinden ayrılmasına izin vermemişti.
''Pardon canım. Ben o kadar mutluyum ki! Ne yapacağımı nasıl davranacağımı bir an bilemedim.''
Deniz gevşeyen kolların arasında biraz yükselerek dudaklarını kocası ile buluşturmuş yaşadıklarının bir rüya olmadığını göstermek istercesine uzun uzun öpmüştü.
''Ben de çok mutluyum. Bundan sonra her şey çok güzel olacak. Buna inan ve bana güven lütfen.''
''Ben sana hep güvendim ama bundan sonra senin sevgine de güvenmeyi öğreneceğim malum hala şaşkınım. Yani bunu o kadar uzun zamandır bekliyordum ki...''
''Biliyorum canım. Seni bu kadar beklettiğim için çok üzgünüm ama benim yaşadıklarımda kolay değildi biliyorsun.''
''Biliyorum ve yaşadığın her kötü şey için senden binlerce kez özür dilerim. Elimde olsa o yaşadıklarını yaşamaman için her şeyi yapardım ama sonuçta bu yaşadıklarımız seni bana getirdiği için de çok mutluyum.''
''Neyse geçmişten konuşmayalım artık geleceğimize bakalım.''
Cihangir karısının 'geleceğimize' demesinden büyük keyif almıştı. Demek ki artık gitmek istemiyor beraberce ortak bir gelecek kurma çabası içine giriyordu.
''Hayatım daha ilk günden gitmeyi istemiyorum ama şirkete uğramam lazım, biliyorsun geceyi öylece terk ettik ve Leyla Hanım'dan basın ve reklamcılarla ilgili talep ve haberleri almam gerekiyor ama işim uzun sürmez bir iki saate halleder gelirim. Sen de kahvaltını yap, biraz dinlen sonra da beraber baş başa bir şeyler yaparız.''
''Tamam canım, sen git işlerini hallet ama beni çok bekletme. Bu günü tamamen seninle geçirmek istiyorum.''
Cihangir karısının bu şekilde konuşmasına hiç alışık olmadığından sözleri biter bitmez yeniden kendine çekerek uzun bir öpücük vermeyi de unutmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ DOĞUDAN YÜKSELİR
RomanceÖlüm döşeğinde olan babasına son görevini yapmak için Fransa'dan Urfa'ya gelen yirmi yaşında bir genç kız. Sadece iki hafta kalıp geri dönecekken bir ömür boyu o şehre tutsak kalırsa neler olur? Töre yalanının arkasına saklanmış istenmeyen bir evli...