Herkese merhaba; Arkadaşlar sizlerden ricam lütfen yorumsuz bırakmamanız. Bir kaç kelime de olsa beğenmediğiniz yerleri yada beğendiğiniz kısımları benimle paylaşın lütfen.Burada yeni olduğum için hikayenin gidişatını merak etmekteyim.Takipçi sayım bile okunma sayımdan fazla iken nasıl bu kadar az oy ve yorum geliyor anlamış değilim...Lütfen düşüncelerinizi iyi kötü bana ulaştırın...Herkese keyifli okumalar...
Deniz ve Leyla Hanım koridor boyunca ilerleyerek yeniden asansöre binmişler bir alt katta bulunan tasarım ve çizim odasına gitmek üzere yola koyulmuşlardı. Leyla Hanım; bir yandan yürürken bir yandan da Deniz'e şirketin diğer bölümleri hakkında kısaca bilgi veriyordu. Deniz kadının kendisiyle olan sıcak diyaloğunu çok sevmiş bir anda kendisini ona yakın hissetmişti. Tasarım ofisine girmeden önce Leyla Hanım'ı kibarca durdurdu.
''Leyla Hanım; ofise girmeden önce sizden birkaç şey isteyebilir miyim acaba?'' diyerek sakince sordu.
''Buyurun Deniz Hanım ne isterseniz söyleyebilirsiniz.''
''Öncelikle benden bir hayli büyük olduğunuzu görüyorum. Bu yüzden bana lütfen Deniz diye hitap edin lütfen.''
''Olur mu öyle şey Deniz Hanım, siz patronun eşisiniz. Cihangir Bey'e ve size saygısızlık yapmış olurum o zaman.''
''Leyla Hanım ben sadece yirmi yaşındayım. Yaşça ve tecrübe olarak benden üstün olduğunuz varsayarak 'Deniz' diye hitap etmemeniz için bir sebep göremiyorum. Zaten isteyeceğim ikinci şeyde bu patron eşi meselesi.''
''Anlamadım?''
''İş yerindeki ilk tecrübem olduğunu düşünürsek buraya sırf patron torpili ile girmiş, aptal bir eş konumunda olmayı gerçekten hiç istemem. Burada kaldığım sürece sizlerden bir şeyler öğrenerek ileride kariyerim için güzel bir birikim olsun istiyorum. Bu yüzden bu ikimiz arasında kalırsa sevinirim. ''
''Peki Deniz Hanım madem ...''
''Deniz lütfen!''
''Benim için zor olacak ama pekala Deniz. Ama sende bana Leyla abla de lütfen. Senden baya yaşlıyım çünkü.''
''Yok canım otuzdan bir yaş fazla göstermiyorsunuz.'' dediğinde Leyla Hanım gülerek;
''Teşekkürler Deniz. Ama birkaç ay önce otuz sekiz yaşıma girdim.'' Dedi.
''Benim annem de otuz dokuz yaşında.'' Derken bir anda yaptığı gaf yüzünden dilini ısırarak;
''Yani şey size anne demeyeceğim merak etmeyin. Çok genç gösteriyorsunuz onu demek istedim.'' Diyerek şirince gülümseyip hatasını telafi etmek istedi.
''Demek ki annenle yaşıt sayılırız ama sen yine de bana anne demezsen sevinirim. Abla demen beni daha iyi hissettirir.'' Dediğinde iki kadında kahkahalara boğulmuştu.
Deniz ofise girmeden önce yaptığı bu keyifli sohbet yüzünden bir hayli rahatlamış günün gerginliğini üzerinden atmıştı. Sonrasında beraberce ofise girdiler. Ofiste ikişer ikişer karşılıklı olmak üzere dört tane masa bulunuyordu. Bu masaları görebilecek şekilde ise en başta daha büyük bir masa vardı. 'Bu masa Leyla Hanım'ın olmalı' diye aklından geçirmişti Deniz.
Leyla Hanım ofisteki kızların bakışları üzerine sesini düzelterek konuşmaya başladı;
''Bayanlar sizleri Deniz ile tanıştırayım. Artık bizimle burada çalışacak. Deniz'ciğim bunlarda çalışma arkadaşların; Sema, Merve ve Sibel.''
Kızlar sırayla ayağa kalkarak Deniz'e gülümsemiş hepsi 'Hoş geldin' demişti. Sema ve Merve sarışınlığa sonradan geçtikleri dip boylarının gelmesinden belli olan kumral tenli oldukça güzel iki bayandı. Sibel ise kızıl saçları ile dikkat çeken farklı bir güzellikti. Her üçü de moda dergilerinden fırlamış gibiydiler. Deniz klasik kadın düşüncesiyle ister istemez kıyafetlerine bakıp kendisinin yanlarında rüküş durup durmadığını kontrol etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ DOĞUDAN YÜKSELİR
RomanceÖlüm döşeğinde olan babasına son görevini yapmak için Fransa'dan Urfa'ya gelen yirmi yaşında bir genç kız. Sadece iki hafta kalıp geri dönecekken bir ömür boyu o şehre tutsak kalırsa neler olur? Töre yalanının arkasına saklanmış istenmeyen bir evli...