22. Geçmişin Gölgesi

29.9K 1.9K 140
                                    

 Yavaşça büyüyen bir Naz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yavaşça büyüyen bir Naz. Hadi bakalım. Keyifli okumalar 🖤

-

Soğuk... ama bakışlar.

Ve asla derine ulaşamayacaklar. Gözler pek çok şeyi yapabilir; suçlayabilir, düşürebilir, soğuk sulara daldırabilir, göğe kaldırabilir, görebilir ama ne olursa olsun kör kalmaya heveslidir.

Erkenden geldiği sınıfta hemen yerine geçti Naz. İlk derse girecek sert hocayı beklerken herkes sessizdi ve birkaç fısıltıdan başka hiçbir şey duyulmuyordu. Yanında oturan Melek de birkaç defa kendisine bakmış, sonra önüne dönmüştü. Naz onun konuşmak istediğini anlayabiliyordu, bu yüzden "Bir şey mi oldu?" diye mırıldandı.

Arkasında oturan Baran sabah geldiğinde sessizce geçip gitmişti yanından. Naz onun yüzündeki asık hali anlayışla karşılamıştı, bir önceki gün aralarında geçen tartışmayı yok sayamazlardı sonuçta. Ancak Yağmur'un da uzaktan kendisine tuhaf bakışlar atması hoşuna gitmemişti. İçi ürperirken bir sorun da Melek'ten çıksın istemiyordu.

"Bir şey olmadı," derken Melek dudaklarını içe doğru kıvırıp biraz bekledi. Hemen sonra yumuşak bir sesle sormuştu. "Ama şey... Senin bir sıkıntın yok değil mi?"

"Nasıl bir sıkıntı?"

"Baran'la tartışmışsınız?"

"Evet, biraz öyle oldu." Sesi kısıldı, bu konuyu konuşmak istemediğini belli edercesine geri çekildi Naz. Sanki artık sadece Yağmur değil tüm sınıf kendisine bakıyor gibi hissediyordu. Bunu sadece bir kuruntu sayacağı an dün serviste denk geldiği çocuğun da kendisini garipçe izlediğini görünce, adeta diken üstünde oturdu.

"Ben de Yağmur'dan duydum, dün eve çok morali bozuk gitmiş... Yağmur o yüzden gelip konuşamadı seninle çünkü azıcık kızdı ama benlik bir problem yok, yanlış anlamanı istemiyorum."

Gerçekten merhametle bakıyordu Melek. Hemen sonra bir elini koluna koyup hafifçe okşamasıyla ondaki gerçekliği hissetmişti Naz. Dudaklarının iç kısmını ısırıp "Teşekkür ederim," diye fısıldadı. "Amacım tartışıp moralini bozmak değildi de öyle oldu birden."

"Barışırsınız herhalde."

Başını iki yana salladı yavaşça. "Böyle kalsak daha iyi."

"Ama niye? Siz iyi anlaşıyordunuz Naz, niye barışmak istemiyorsun ki?"

Açıkladığı zaman sebebinin mantıksız bulunacağından korktuğu için bu soruyu yanıtsız bırakmayı tercih etti. Kendi içinden doğan sebeplere tutunup böyle davranmak istiyordu, korkularına engel olamıyordu ve en iyi hissedeceği yol bu şekilde uzak kalmaksa uzak kalacaktı. Hem kendisine duyguları olan birisiyle, hayatında aşk gibi şeyler istemediği halde devam edemezdi. Bu Baran'a da haksızlık olurdu.

AFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin