Gecenin ortasında bir bölüm... Keyifli okumalar dilerim. 🖤
-
Ufak bavuluna eşyalarını doldururken kulağına yasladığı telefonu omzuyla sabit tutmaya çalışıyordu. Mevsime uygun eteğini katlayarak çantasına ekledikten sonra omzundan düşmekte olan telefonu eline aldı. "Hiç mi bir şey bahsetmedi sana?"
Aramanın diğer tarafında Yağmur vardı, onun hayır anlamında cıkladığını işitti Naz. "Sana söylemediğini bana mı söyleyecek Allah aşkına? Tabi ki de bahsetmedi."
"Ne bileyim? Sen kız kardeşi değil misin Yağmur? Muhakkak söylemiştir laf arasında."
"Ben dış kapının dış mandalı bile olmadığım için Baran laf arasında bile söylemez, boşuna sorup da yorma kendini."
"Sormamam için bu kadar direttiğine göre sen kesin biliyorsun."
"Yok artık! Bilsem hemen söylerim, maksat Baran'ı sinir etmek değil mi sonuçta?"
Naz hafifçe gülerken dalgın bir bakışla saati kontrol etti. Saatler sonra, yani gün doğarken Baran'la ufak bir tatil için yola çıkacaklardı ve hala nereye gideceklerini öğrenememişti. Bilgi alamayacağı bilse bile Yağmur'a bu konuyla ilgili bir şeyler sorarken içindeki heyecan daha da arttı. "Ama çok merak ettim..."
"Ay zaten sabah öğrenmeyecek misin?"
Bavulunu hazırlamayı yarıda bırakıp salona geçti, odada dalgınca turlarken ilk kez çıkacağı tatilin heyecanıyla salınarak attı adımlarını. Sonra da akvaryumunun önünde durdu, camın ardından balıklara dokunuyor ve onları kendinden kaçırmaya çalışıyordu. "Bu saate kadar uyuyamadığıma göre bayağı merak etmiş olmalıyım ama. Hem kalbim cidden çok fena atmaya başladı. Kimse bana acımıyor, hele Baran hiç... O hiç acımıyor. İnsan sevgilisini böyle kıvrandırır mı?"
"Sen daha fenasın Naz, Baran'a sürpriz yapacağını bile hiç söylemedin ki."
"Çünkü benim sürprizim küçük." Halının tüylerini çekiştirirken tatlı bir kıpırtıyla dudaklarını dişledi. "Hem sürpriz yapacağım dersem sürprizin ne olduğunu da söylemek zorunda kalırım, kendimi asla tutamam."
"Neydi sürprizin söylesene." Yağmur'un ansızın yükselen gülüşleri arasında başka bir ses duydu, sanki yalnız değil gibiydi. O kalın ses kendisine tanıdık gelirken "Kim var yanında?" diye merakla sordu Naz.
Yağmur hala güldüğü esnada "Kimse yok," dedi.
O sırada bir zil sesi duyulmuştu evde. Bir an yanlış duyduğunu hissettiğinden dolayı umursamasa da hemen ardından tekrarlanan bu sesle ayaklandı. Bu saatte evine kimin geldiğini bilmezken telefonun ardına "Bir dakika," diye mırıldanıp kapıya doğru gitti. Sabaha az kalmışken zilin böyle apansız çalması kalbinin hızlanmasına sebep olmuştu.
Yine de bir ihtimal Baran'ın erken gelmiş olabileceği ihtimali aklını doldurduğunda kendisini rahatlatmaya çalıştı Naz. "Baran geldi galiba," dediğinde de bu sefer telefonun ardından Baran'ın sesini duymuştu.
"Ben buradayım Naz, açma kapıyı."
Ciddiyetle sarf edilen kelimelerden sonra Naz olduğu yerde duraksadı, deliğe yansımaması için holün ışığını kapattığında "Baran?" diye şaşkınlıkla fısıldadı. "Gelen sen değil misin?"
"Hayır daha evden çıkmadım," derken oturduğu yerden ayaklanıp arabasının anahtarını aramaya koyuldu Baran. "Açma kapıyı sakın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AF
Teen FictionBabası onu terk ettiğinde küçük bir kız çocuğuydu. Annesi öldüğündeyse henüz büyüyememişti. Ona arkadaşlık etmek için yanında bir tek dedesi vardı, o da sevgi konusunda eli çok sıkı bir adamdı. O zor da olsa kendi kendini büyüttü; sonra pahalı ayakk...