Eski Sevgilim

1.3K 50 0
                                    

Pervane gibiydi gönlüm. Dönüp dolaşıp yine ona takıldığım bir plak gibiydi gözleri.
Varlığıyla, yokluğunu. Yokluğuyla varlığını hissettiğim adam. Sensizken seninleydim. Sen bilmeden her gece ben kalbine dokundum. Her gece ben seni ilmek ilmek dokudum.

Gözlerimin en derinine bakıp huzur bulduğum insan. Sarılınca koca dünyada ikimiz varmışız gibi diyen insan.

Öyle derdin bir zamanlar.
Bir zamanlar seviyorum dediğin gibi.

"Kızım çık şu odadan artık gel bana yardım et."

Annemin sesiyle düşüncelerimden ayrıldım. Gelde ayrılma sıkıyorsa terlik gelir sonra.

"Geldim Annem." diyerek yataktan doğrulup ayağa kalkınca esnemeden bir adım atmam esnemek önemli. Esnemek güne bir sıfır önde başlamak demektir.

Odamdan çıkıp mutfağa gitmek için uzun salonu geçip çayları dolduran annemin arkasından sarılıp yanağından öptüm.

" Annem benim güzelim, şekerparem."

Annemi kandırma yöntemim her daim güzeldi bence herkesin deneyeceği bir yalakalık türü olabilir ama benim içimden geliyordu tabiki.
Annem "hadi dökül bakalım bu sırnaşmanın karşılığından ne istiyorsun."

"Ay anne ben öyle bir insanmıyım ki." Yani belki birazcık olabilirim miniminnacık.

Annem tebessüm ederek masaya oturup çayına üç şeker atıp karıştırıp çay bardağını dudağına getirip bir yudum aldı.

"Dışarı çıkmak için izin istiyeceksen söyleyeyim hava bunun için müsait değil."

Canım annem nasıl da tanıyorsun beni. Ruhum kararmış hava kararmış çokmu.

"Anne gerçekten çıkmam lazım hem yeni insanlar görürüm çok sıkıldım evde durmaktan. Azcık sosyalleşmek lazım değilmi?"

"Peki git gez bakalım geceye kalmadan ve telefonun hep açık olacak. Dünyanın bin bir türlü hali var kızım."

Haklısın annem dünya kötü insanlar acımasız nankör yaşayıp gidiyoruz.

Tamam deyip yanağından öpüp odama gittim. Dolabımın karşısına dikilip ne giysem diye düşünmeye başladım. Yaz ayında olmamıza rağmen bazen soğuk olabiliyordu. Yada ben üşüyordum bilmiyorum.

Dışarı çıktığımda çocukların cıvıl cıvıl sesleri doldu kulağıma. Gülüşmeleri, koşturmaları ve şakalaşmaları.

Küçükken hep bir an önce büyümek isterdim. Ama şimdi büyüdüm ve hayatın hiçte masallardaki gibi olmadığını fark ettim.

Anladım ki biz büyüyerek çoğukluk etmişiz.

Dışarıya adımı mı attığım ilk anda nedensizce içim ürpermişti. Bu boş sokaklarda koşuşturan minik çocuklardık.

Yakan top, saklambaç, körebe, köşe kapmaca bu oyunlar artık eskide kaldı. Teknoloji geliştikçe tuhaf bir döngü başladı. Anneler çocuklarını dışarlardan toplardı. Eve getirene kadar ecel terleri dökerlerdi. Şimdi mi? Aslında çok da üzerinde durmamak gerek hal ortada.

Yol boyu yürüyünce acıktığımı hissedip cennet büfe adındaki büfeye giriş yapmak için adımlarımı hızlandırdım.

Biraz kalabalık olduğundan dolayı sipariş için beklemek zorunda kaldım. Tavuk dönerin kokusu burnuma öyle hoş geliyorduki yemede yanında yat misali.

Sıra bana gelince kasada duran kadına döndüm.

"Merhaba ben ekmek arası döner alabilirmiyim?"

"Merhaba tabi kızım sen geç otur ben siparişini yollarım."

Aradan geçen yarım saat gibi bir süre zarfında. Ekmek arası dönerimi yiyip bitirmiş çayımı yudumluyordumki. İçtiğim çay boğazımda kaldı

Çünkü şuanda karşımda sarısın, orta boylarda, hafif toplu, kirli sakallı biri duruyordu. Bir zamanlar Mavi gözleriyle bana huzur veren adam. Ağladığımda bir cümlesiyle gamzelerimi ortaya çıkaran adam.

Neden çıkmıştı karşıma
Bunca yılın ardından. Tam toparlandığım, unuttum dediğim an. Evlenip çoluk çocuğa karışan insan.

Eski sevgilim..

Karanlık Tutku (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin