Sapık Savaş

805 25 8
                                    

Başlıktan da anlaşıldığı üzere bölümde küçük bir +18 kısmı mevcuttur. Okumak istemeyenlere duyrulur... 💙 💙 💙

Gözlerimi yumup bu anın kabus olmasını diledim içimden.

Silahı başıma dayamış, bir adet Savaş vardı. Onun bu kadar yakınımda oluşu içimdeki azgın çocuğu tetikliyordu. Ona olan tutkunluğum, sevgim azalacak gibi değildi.

Çağrı ile kendisi düşman olabilirdi, biz bu konunun dışındaydık Ceyda ile.

Ama ne olursa olsun, şuan da başıma dayadığı silah, kalbime dur dedirtiyordu. Onun bu halleri yüreğimdeki alevleri körüklüyordu.

Savaş'ın kulağıma doğru yaklaşması ile donup kalmıştım.

"Korkma laz kızı, en az hasar ile burdan ayrılacağız."

Eminim öyledir, o her zaman dediğini yapardı. Kimse zarar görmeden beni alıp gitmeyi düşünüyordu. Peki Çağrı izin verecekmiydi. Verecek gibi gözükmüyordu.

"Biz buradan gidiyoruz, sen ve eşin artık ne yaparsanız yapın. Beni hiçe sayıp başkasını tercih edeni kardeşim olarak görmem daha."

Ceyda abisinin sözü ile hiçbir şey diyemedi. Ağlamaları sessiz ama kuvvetliydi.

Çağrı karısının yanına gidip, ona destek olmak için yanına eğilip ayağa kaldırmıştı.

Savaş ise tepki vermiyor onları izliyordu.

" Onlar birbirlerini severken, heleki çocukları varken bunu onlara yapma Savaş. Ben bugün senin yanına gelecektim. Çok uzun zaman olmuş gibi sanki, seni özlediğimi.."

Sözümü kesen şey Savaş'ın beni bırakıp Çağrı' ya doğru gidip bir yumruk atmasıydı.

Ne olmuştu şimdi?

Ona yumruk atması içimde hiç bir etki yaratmadı. Neden bilmiyorum ama Abim olarak göremiyordum, hissedemiyordum.

Uzun zaman sonra gelen abi, içimdeki kardeşlik duygusunu ortaya çıkarmadı.

İçimden bir ses bilmediğim şeylerin olduğunu söylüyordu. Ve gizli şeyler ortaya çıkınca harabeye dönen ruhumun enkazında kaybolacağımı.

"Kardeşime iyi bak Fatih Çağrı! Onun kötü olduğunu, senin için bir damla göz yaşını döktüğü an ensende olup onu senden alırım."

Çağrı ise tuhaf bir şekilde ona karşılık vermiyordu. Ya planladığı bir şey vardı.

Yada Ceyda'nın üzülmesini umursayacak kadar çok seviyordu.

Çağrı bana bakıp dudağını kıvırıp, sonra yine Savaş'a baktı.

" Sende ona çok iyi bak, bakki şuan onu sana bırakışıma beni pişman etme. Eğer pişman olursam, pişman etmeden oturmam."

Uvvv bu çok sert oldu sanki he Abi?

"Sen beni tehdit mi ediyorsun lan."

Çağrı omuz silkmekle yetindi.

"Ne anladıysan o."

"Onu benden kimse alamaz, ve şunuda söylemeliyimki çok göz yaşı akacak bu uğurda. İster mutluluk de ister hüzün. Nazar'ı kimseye vermem."

Deyip çıkışa doğru sürüklüyordu beni. Şimdi beni kimseye vermeyeceğinden bana değer verdiğinimi anlamalıydım.

"Savaş."

Çağrı'nın seslenmesi ile ona doğru döndüm. Savaş cevap vermeyip olduğu yerde durdu. Arkasını dönmemişti.

Karanlık Tutku (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin