Beklenen an gelip çattığında, içimdeki karmaşık hissin tarifi anlatılmazdı.
Bugün evleniyordum.
Bir yanım mutluluktan göklerde kanat çırparken, bir yanım annemin ve abimin eksikliği ile yanıp tutuşuyordu.
Abim Ceyda'nın hamile olduğundan sebep gelemediklerini, en yakın zamanda telafi edeceklerini söylemişti.
Düğünü iptal kararı alsakta buna izin vermemişlerdi.
Sonuç olarak şuan, kabarık, dantelli ve uzun kollu gelinliğim ile evin salonunda oturmuş dedikodu yapanları izliyordum.
Düğün sade ve gereksiz kişilerin boş sohpetleri ile geçiyordu. Savaş ise gelen konuklarla ilgileniyor, arada yanıma gelip halimi hatrımı soruyordu.
Allah razı olsun ya.
Uzay sıkıldığımı anlamış olmalıki, sırıtarak yanıma geliyordu.
İçki bardağından bir yudum alıp boğazını temizleyerek içtiği bardağı sehpanın üzerine bırakmıştı.
"Güzel bir gece."
"Evet." Diyerek suskunluğuma devam etmiştim. Konuşmaya mecalim yoktu. Bir an evvel bitmesini istiyordum bu gecenin. Zira artık zor tutuyordum kendimi.
"Bunalmış gibi bir halin var. Geceyimi düşünüyorsun yoksa." Diyerek söylediği sözleri ile çatık kaşlarım ile yan bir bakış attım ona.
"Sen fazlamı alkol aldın? Zira saçmalamaya başladın ve bu hiç hoş değil. Lütfen arkadaşlarınla ilgilenirmisin?"
Başını iki yana sallayarak yanıma oturmaya devam etti.
"Gecenin sonu aydınlıktır, fakat bu gecenin sonu hüsran ile tamamlanacak."
"Ne demek istiyorsun?"
Yüzü ciddi bir ifade alıp, başıyla bir tarafı gösterdi. Gördüğüm kişi ile buz kestiğime yemin edebilirdim.
"Gül burada.. Ve Gül'ün burada olması demek, gecenin kötü geçeceğine işarettir. O kızdan elinden geldiği kadar uzak dur. Bir metre yakınına bile yaklaşma. Yoksa gecenin hüzünlü karanlığında kaybolursun."
"Ondan korkmuyorum. Neler yapacağı ilede ilgilenmiyorum. Çünkü o umrumda değil."
"Ama Savaş'ın umrunda. Karanlık bir gecede, tutkulu bir gece yaşamak varken neden karanlık bir gece yaşayasınki? Bu sana son ihtarım komşu kızı, eğer bu geceyi sorunsuz atlatabilirsen bana haber ver. Atlatamazsan da haber ver."
Deyip ayaklandı. Ayakta duramadığı gibi sarhoş olmuştu. Ve sarhoşluğun etkisi ile ne saçmaladığından hiç bir şey anlamıyordum.
Bugün imzaları atacak ve Savaş ile mutlu tutkulu bir gece geçirecektik. Gül'ü kafama takıp sıkıcı geçen geceme yenisini ekleyemezdim.
"Şey merhaba."
"Merhaba." Diyerek garson kıza baktım. Mini eteği ile tüm gece koşuşturmuştu. Yorulduğu her halinden belli olan kıza tebessüm ettim.
"Savaş bey sizi saat tam 20:00 da odasında beklediğini söyledi efendim."
Bütün gün ortalıkta olmadığını düşünürsek, bana bir sürpriz yaptığını düşünerek, kıza başımı sallayıp saate bakmak için ikinci duyu organım haline gelmiş telefonumu elime aldım.
Saat sekiz olmasına iki dakika vardı. Hızla yerimden kalkıp üst katın merdivenlerine yöneldim. Kabarık gelinliğim ile biraz zor olsada merdivenleri çıkmayı başarmış, odanın kapısının önüne gelmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Tutku (+18)
Teen FictionSeni seviyorum Beni sevmen umrumda mı? Değil mi? Değil. O zaman neden bırakmıyorsun beni. Bitmedimi intikamın bitmedimi beni yaralayışın. Ne kadar daha yanacak canım.. Üzülme laz kızı zamanı geldiğinde.. Seni üzdüğüm gibi sende beni üzmene izin vere...