Hayat bizi çok kırıyor ve hiçbir hayal kırıklığından umut doğmuyor. Ben artık onun için koca bir hayal kırıklığından ibarettim. Onda açtığım yaraları tahmin edebiliyordum. Savaş'ın sert duruşunun altındaki o sıcak atan kalbi, ne kadar kırılgan ve hassas olduğunu biliyordum.
Aramalarıma bile cevap vermiyor, hatta bazen meşkule alıyordu telefonu. Ben burada onun için göz yaşı dökerken o beni hiçe sayıyordu.
Kırgın olması gereken bendim o değildi. Bana güvenmemek ne demek ya. Güvenmek istemişmiş. Neymiş ona güvenmeliymişim, onun böyle bir şey yapmayacağını bilmeliymişim.
Adam bana delillerle gelmiş. Sen bana kalkmış güvenmeliydin diyorsun. Hep ben suçluyum zaten.
He canım he bende o köydenim."Bence aramaya bir son vermelisin."
"Kapat çeneni Uzay hepsi senin yüzünden oldu zaten. Ne gerek vardı böyle bir şeye söylesene. Herşey iyi güzelken sarpa sardı herşey şimdi."
Ayıkla pirinçin taşını ayıklayabiliyorsan.
"Onun fikri olan şeyi, beni suçlayarak kendini aklayamazsın." Dedi ne zamandır oturduğu koltuktan doğrularak. Yanıma gelip göz yaşlarımı takip etti gözleri. Pişmanlık vardı o gözlerde biliyorum ama bu neye yarardıki.
"Ağlama, emin ol oda şuan senin durumundan farksız değil. Hem öyle yada böyle düzelir aranız, o seni seviyor."
Bir hıçkırık kaçarken boğazımdan, sildim göz yaşlarımı. Benimde adım Nazar'sa bu akıttığım göz yaşlarının hesabını verecekti bana.
"Seven insan sınar mı sevdiğini Uzay gemisi."
Sözlerime gülerken, bir yandanda sıgarasından bir dal çıkarmıştı.
Yaktığı sıgara ben zenginim diye bağırıyordu resmen. İçindeki dumanı havaya soluyarak baktı yüzüme.
"İnsan sevdiğinden sınanırmış. Ayrıca Uzak gemisi ne ya, biraz daha yaratıcı olabilirsin komşu kızı."
"Ben onu istiyorum Uzay." Dedim lafı dolandırmadan, gözlerimden bir damla daha intihar ederken yanaklarıma doğru. "Nefes alamıyor gibiyim, onsuz yaşayamayacak gibi hissediyorum."
"Allah derki, kimseyi benden çok sevme seni ondan ayırırım ve onsuz yaşayamam deme seni onsuzda yaşatırım."
"Bana özlü sözlerin ile değil, Savaş ile gel." Deyip telefonu elime alıp tekrar aradım onu ve tekrar meşkule attı beni.
Uzay'a Dönüp nefesimi yavaşça dışarı bıraktım.
"Açmıyor, meşkule atıyor. Dünden beri kaç kere aradım hiç birini yanıtlamadı. Bu kadarmı kırgın bana. İnsan sevdiğine kırılır mı Uzay?"
Uzay başını evet anlamında salladı.
"İnsan en çok sevdiğine kırılır."
"Madem seviyor, üzgün olduğumu tahmin ediyordur gelsin o zaman."
Burada böyle beklemek canımı daha çok yakıyordu. Dün bilmem kaç kere mesaj attım, aramalarımda cabası ama yok dönmedi. Ağlarken ne halde olduğumu biliyordu. Ve bunu bile bile dönmedi bana.
" Komşu kızı, Savaş neden telefonu kapatmıyor sadece seni meşkule atıyor tahmin edemiyormusun. İstese telefonu kapatır, hiç ulaşamamanı sağlardı."
"Niye olacak onu delirttiğim gibi, beni delirtmek için."
"Hayır komşu kızı, sana ne kadar kızgın olursa olsun kıyamadığından."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Tutku (+18)
Teen FictionSeni seviyorum Beni sevmen umrumda mı? Değil mi? Değil. O zaman neden bırakmıyorsun beni. Bitmedimi intikamın bitmedimi beni yaralayışın. Ne kadar daha yanacak canım.. Üzülme laz kızı zamanı geldiğinde.. Seni üzdüğüm gibi sende beni üzmene izin vere...