Her ölüm yeni bir başlangıçtır, tıpkı her sonun yeni bir başlangıçlara gebe olduğu gibi.
Çok badireler atlattık ama, herşeye değdi diyebilirim. Kalp çarpıntım, herşeyim, nefesim olan adam ile şuan el ele gelinlikciden çıkmış sahilde geziyorduk.
Bundan yaklaşık 1 ay önceydi bana teklifle geldiği gün. Evet demiş, aşkımızı bir üst mertebeye taşımıştık.
Abim bizleri öğrendiğinde, biraz sitem etmiş olsada sonunda ilişkimizi kabul etmiş Savaş'ı da tehdit etmeyi ihmal etmemişti.
' Eğer kardeşimin bir damla göz yaşının senin için aktığını öğrenirsem, onu senden alırım ve birdaha görmemen için elimden geleni yaparım. Kardeşim bundan sonra önce Allah'a sonra sana emanet. '
Demişti abim olacak insan. Tehtidini yanlış bulsamda onun beni sahiplenmesi hoşuma gitmişti.
Sonuçta her insan onu koruyan bir abisi olsun isterdi.
Geçte olsa ben abimi bulmuştum ve o benim en değerlilerim arasına girmişti.
"Ne düşünüyorum mavişim biliyormusun?"
Savaş durup denize doğru baktığında, bende o yöne bakıp başımı omzuna yaslamış kenetlediğimiz ellerimize bakıyordum.
"Hayır gamzelim bilmiyorum. Ne düşünüyormussun bakalım?"
"Deniz huzur veriyor ya hani?"
Evet anlamında başımı sallamıştım, boynuna doğru biraz daha sokularak.
"Gözlerine bakınca esas huzurun orda olduğunu hissettiriyor."
"Bir yerde okumuştum. Gamze insanın en tatlı kusuru yazıyordu. Gamzendeki çukurda kaybolmak istiyorum gamzelim."
Eliyle saçımı okşayıp başıma bir buse bıraktı, sıcak dudaklarından.
"Gözlerindeki karadenizde kaybolduğum kadın, benden hiç gitme olur mu? İnsanlık hali kırarım, kızarım ama seni hep burada saklarım." Deyip elimi kalbinin üzerine koymuştu. "Sen hep burada saklı kalacaksın, git desemde gitme sakın."
Başımı omzundan kaldırıp ona doğru döndüm çatık kaşlarımla.
"Neden öyle söylüyorsun şimdi. Benden ayrılmak gibi bir planınmı var yoksa."
"Seni benden kimse alamaz laz kızı. İnsanlık hali geleceğin bize neler vaad edeceğini bilemeyiz."
"Haklısın, sende şunu unutma eğer birgün bitersek. Son nefesimde hala seni seviyor olacağım. Çünkü ben seni sevmekten vazgeçmeyeceğim." Deyip sarılıp başımı göğsüne yasladım.
"Bende seni seviyorum mavişim. Nefesimin yettiği güne kadar."
"Birgün biterse bedenimizin ömrü, aynı kefene sarsınlar ikimizi."
"Şıştt, böyle ölüm, kefen falan konuşmayalım böyle şeyler. Biz daha torunlarımızı parka götüreceğiz."
"Hmm öyle mi yapacağız?"
"Evet ama bunun için ilk önce çocuk yapmalıyız."
Elimi yumruk yapıp göğsüne indirdim gülerek.
"Aklın hep orda seninde. Uslu durmayı bilmezmisin."
"Senin yanındayken mi güzelim? Hiç sanmıyorum." Dedikten sonra dudaklarını benimkilerle birleştirdi. Uzun bir öpüşmenin ardından, yanımızdan geçen yaşlı bir teyzenin sesi doldu kulaklarımızda. Dudaklarımızı ayırıp yaşlı çifte bakmaya başladık.
"Bizim zamanımızda gece o işi yaparken ışığı kapatırdık. Şimdiki gençler ne kadar rahat."
"Hanım sende konuşturma beni şimdi. Karanlıktı falan ama ilk gece tazmanya canavarı gibiydin."
Eşi olduğunu tahmin ettiğim yaşlı amcanın sözleri yanaklarımın kızarmasına sebep olmuştu. Yaşlı ama hala karizmatikti. Genç ikende böyle karizmatik ve yakışıklı ise teyzenin üzerine atlaması kadar normal bir şey olamazdı.
" Acaba bizim ilk gecemiz nasıl olacak."
Diye ağzımdan kaçırdığımda, ellerim hemen ağzıma gitmişti. Savaş'a baktığımda ise gülüyordu.
"Emin ol o gün çok ateşli bir gece yaşanacak. Deprem etkisi gibi fay hattı misali sarsılacağız."
İki seven kalp, gelecekten habersiz geleceği konuşuyorlardı. Bilmedikleri şey ise geleceği hissederek konuştuklarıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Tutku (+18)
Teen FictionSeni seviyorum Beni sevmen umrumda mı? Değil mi? Değil. O zaman neden bırakmıyorsun beni. Bitmedimi intikamın bitmedimi beni yaralayışın. Ne kadar daha yanacak canım.. Üzülme laz kızı zamanı geldiğinde.. Seni üzdüğüm gibi sende beni üzmene izin vere...