Sınav

439 21 19
                                    

"Bırak kolumu, Savaş gelsin herşeyi anlatacağım ona."
Diyerek çekiştirdim kolumu. Tutuşu biraz daha sertleşince, acı ile inledim. Hayvan gücü var mübarek adamlarda.

"Söylermisin inanırmı sana. Gül bitti Uzay mı başladı demez mi?"

Durup, düşündüm.
Haklıydı, lanet olsun ki haklıydı. Peki ben ne yapacaktım. Bu tacizci ile aynı ortamda kalmak beni gererken ne yapacaktım. Nerdesin Savaş, lütfen gel ve düştüğüm bu durumdan beni kurtar.

"Gel otur. İnanki kötü bir niyetim olsa sana bunu söylemezdim. Ben telafi etmeye çalışıyorum bazı şeyleri. Geçmiş de çok hatam oldu ama inanki hepsi geride kaldı."

"Sözlerine inanacak başka birini bul ve burayı derhal terk et. Savaş'a işin olduğunu söylerim."

Bu beni enayi yapar mı?

"Bak ben cidden üzgünüm. Allah benim belamı da verdi zaten. Özür dilerim Nazar, affet beni."

"Duymak istemiyorum Git." Diye ağızım çıktığı kadar bağırdım. Geçmiş sinmiş üzerime, gitmiyordu, bitmiyordu. Neden ben Allah'ım neden önce Oğuz Uzay sonra eniştem olacak o şerefsiz. Daha küçüktüm ben, çocuktum. Günahım neydi çocuk olmak mı? Bu olayları yaşarken utancımdan kimseye anlatamamak mı?

Tek suçumuz kız olmak mı?

"Söylesene tek suçumuz kız olmak mı? Sizin gibi şerefsizleri kazığa oturtmak lazım. Önce senin sonrada o şerefsiz eniştem olacak pisliğin, Allah bin bir türlü belasını versin."

Uzay şaşırmış bir şekilde bana bakarken kaşlarını çatmıştı.

"Enişten ne yaptı sana!"

"YETER! Ben artık huzur istiyorum. Geçmişimi geleceğime taşımak istemiyorum. Unuttum tamam mı senin yaptıklarınıda onun yaptıklarınıda artık düşün yakamdan." Yere çöküp ağlamaya başladığımda yanıma gelip diz çöktü önümde.

"Ağlama komşu kızı."

Ne kadar süredir ağlıyorum bilmiyorum, artık nefesim daralmaya başladığında, sakinleşmeye çalıştım. Bu gidişle kalpten giderdim rahat ederlerdi.

Koltuğa oturmuş gözlerim kapalı başım koltuğa yaslı bir şekilde düşünüyordum.

" Daha iyimisin? "

Uzay'ın sesi ile gözlerimi aralayıp ona doğru baktım. Elindeki su bardağını bana uzatmış, ayakta dikilmiş suyu almam için bekliyordu.

"İstemiyorum su falan, sen şimdi birşey katmışsındır içine."

"Ordan bakınca Nuri alçoyamı benziyorum."

Başka zaman olsa belki tebessüm edebilirdim ama, o gün bugün değil di.

Başımı yasladığım koltuk başlığından doğrulup Uzay gemisine baktım.

"Dışardan bakınca adam sanarlar ama içinde Coşkun varmış."

Normalde bu sözüme kızmasını beklerken omuz silkip başını sağ omuzuna doğru eğdi.

"Her insanın içinde çoşkun vardır. Bak erkek demiyorum, siz kızlarda öylesiniz. Bazen kaçacak yer arıyoruz. Hele benim peşimde bir kız var kene gibi yapıştı. Atmakta atamıyorum onu zehirli sarmaşık gibi."

"Kız seviyor belki seni niye ona şans vermiyorsun?"

Az önce gülen yüzü aniden değişti. Yüzü asıldı, morali bozuldu gibi bakıyordu bana.

Ne dedim ki ben şimdi.

"Aslında seviyor beni çocukluktan beri. Ama ben sevilecek bir insan değilim. Onun bana olan ilgisi hoşuma gittiğide oluyor, fakat ben onu sevmiyorum. Sevmediğim birinede umut vermek şerefsizlik olmaz mı sence?"

Karanlık Tutku (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin