Bölüm 27: Ne Dedin Sen?

80 11 0
                                    

Tatlılarımız da bitince artık kalkmam gerektiğinin farkına vardım. Saat geç olmuştu. Yarın okul yoktu ama yine de ders çalışmam gerekiyordu. Sütlaç kasesini sehpanın üstüne bırakıp, çantamdan Çağrı'nın ilaçlarını ve Atilla Bey'in verdiği kağıdı çıkardım. Leyla Teyze'ye elimdekileri uzattım. "Leyla Teyzem burada hangi ilacı ne zaman alması gerektiği yazıyor, bunlar da ilaçlar. Bir şey olursa arayın ben gideyim artık." 

Leyla Teyze annemden büyüktü ama hala çok genç gözüküyordu. Şık ve bakımlı bir kadındı. Annem de öyleydi fakat iş kadını tarzı vardı onda. Leyla Teyze ise daha çok sade şık olmayı tercih ediyordu. Ela gözleri ve kahverengi gür saçları vardı.  Elimdekileri alıp bir göz attı ve tekrar bana döndü. "Sağ ol Açelyacım, bu süreçte bizim yanımızda oldun." diyerek ayaklandı ve bana sardı kollarını. İyi hissettirmişti bu işte. 

Bizimle birlikte diğerleri de ayaklandığında Arda'ya doğru ilerleyip kollarımı boynuna doladım. Kardeşim gibiydi. Ama fiziken benden çok heybetliydi. "Ya ben neden sizin yanınızda neden bu kadar küçük kalıyorum ama?" diyerek söylendim Gamze'ye sarılırken. Neyse ki o benden kısaydı. Ben de çok kısa değildim. Boyum 1.74'tü. Çağrı ise 1.90 falandı sanırım. Yanında maket gibi kalıyordum resmen. Arda mı, o da Çağrı'dan birkaç santim kısa gözüküyordu. Aralarında çok fark yoktu. Bir iki parmak falan işte, hesaplayamadım. 

Gamze'yle ayrıldıktan sonra kapının eşiğinde bekleyen Çağrı'ya doladım kollarımı. O da ellerini belime koydu. "Bırakmamı istemediğine emin misin?" Gerek yoktu, yürümek iyi gelebilirdi tekrardan. Hem müzik de dinlerdim, kızlarla konuşurdum. Evlerimiz arasında da çok yoktu. Geri çekilerek "Gerek yok, ben yürürüm sen dinlemene bak." 

İçine çekti. "Eve gidince ara."

Başımla onayladım. "Tamam arayacağım. Hadi seni seviyorum."

Göz kırptı. "Ben daha çok." Cevap vermemiştim ama ben daha çok seviyordum işte. Kısacık ömrüme sığmayacak kadar, göğsümden fışkıracak kadar, içimi titretecek kadar... 

Oradan hepsine el sallayarak uzaklaştığımda yine geldiğim yoldan, sahilden yürümeye başladım. Kulaklıklarımı takıp kızlarla grup araması başlattım. 

S: Canlarım nerelerdesiniz?

A: Ben eve gidiyorum, yoldayım.

D: Ben evdeyim ne olabilir?

S: Kızım evde olmak istemiyorsan bırak da sana birini ayarlayalım.

A: Evet ya denersin işte, kafanız uyuşmazsa konuşmayı bırakırsın.

D: Tamam be tamam.

S: Allaaaah!

A: Evet mi dedi o?

 S: Dedi sanki.

A: Kızım buluruz bizim okuldan birini.

S: Buluruz bir iki güne kalmaz.

D: Tamam onu bırakın da Açi sen neredeydin kuzum?

A: Leyla Teyze çağırmıştı yemekteydim.

S: Uuuuu, siz bu gidişle nikahı basarsınız ha.

A: Saçmalama be, daha kaç yaşındayız biz.

D: Aşkın yaşı olmaz bebeğim.

S: Dedi yıllardır aşık olmamış kız.

Üçümüz de gülüşmeye başladık.

D: Kızlar ya mezuniyet yaklaşıyor ne yapacağız biz?

Mayıs'ta mezuniyetimiz vardı. 3 ay kalmıştı mezun oluyorduk. Daha sonra Haziran'da sınav vardı. Olaylar karışıyordu yani. Heyecanlanmaya başlamıştım bile. Sınav için de, mezuniyet için de, üniversite için de.

Bizim Hikayemiz (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin