Elimden notu kaptığı gibi okumaya başladı. Okuduğu her satırda boynundaki damarlar daha da belirginleşiyordu. Notu elinin içinde sinirle buruşturdu ve çöpe attı. Çiçeği eline alacaktı ki ben ondan önce davranıp çöp kutusuna fırlattım.
"Benimle olmalısın diyor ya benimle olmalısın ne demek?"
"Çağrı sakin olsana."
"Nasıl sakin olayım ya, benimle ol diyor bu kim bu?"
"Ben onunla olmayacağıma göre neden gereksiz sinirleniyorsun?"
"Kim buna cüret edebilir ya, kim bu kim?! Sen tanıyor musun, tanıyorsan söylemiyorsan çok kötü olacak bak Açelya." dedi bağırarak.
"Bilmiyorum tabi ki bilsem niye söylemeyeyim?"
"Ben sinirlenmeyeyim diye söylemiyor olabilirsin belki. Bak ciddiyim biliyorsan şimdi hemen söyle." dedi mümkünmüş gibi sesini biraz daha yükselterek.
"Ben nereden bileyim ya? Kendine gel ve üstüme yürümeyi kes. Git dışarı mı çıkıyorsun hava mı alıyorsun ne yaparsan yap. Git sakinleş öyle gel yanıma!" dedim elimle sınıfın kapısını göstererek. Bir hışımla sınıftan çıktı. Ben de sırama oturarak başımı ellerimin arasına aldım. Yanıma birinin oturmasıyla kafamı kaldırdığımda Can'ı gördüm. Başımı kaldırıp gözlerimi ona çevirdim.
"Çağrı kötü gözüküyordu. Sen de pek iyi gibi değilsin. Ne oldu?"
"Bana çiçek gelmiş. Ben ilk başta Çağrı'dan zannettim ama bir not vardı. Saçma sapan şeyler yazıyordu. Neymiş efendim Çağrı bana layık değilmiş de, onunla olmalıymışım da bilmem ne de bilmem ne."
"Çağrı buna mı sinirlendi?"
"Evet buna sinirlendi ve benden çıkarmasına çok az kalmıştı. Ben de sakinleşmeden yanıma gelme dedim."
Ellerini destek vermek ister gibi omuzlarıma koydu. Çenemden tutarak dolan gözlerimle ona bakmamı sağladı.
"Sen iyi yapmışsın güzelim. Birazdan hatasını anlayıp gelir tıpış tıpış."
"Emin misin?"
"Tabi ki gelir, böyle bir şeyin aranıza girmesine izin vermez. Seni çok seviyor."
"Can çok teşekkür ederim." diyerek ona sarıldım.
"İlk ders hoca gelmeyecekmiş biraz uyu dinlen istersen."
"Tamam. Sen git sırana, ben iyiyim."
"Tamam Açi bir şey olursa hemen çaprazındayım biliyorsun." dedi ve göz kırparak sırasına oturdu. Ben de başımı sıraya koydum ve dinlenmeye çalıştım.
10 dakika sonra belime dolanan ellerle irkilip kafamı kaldırdım. Çağrı gelmişti. Daha iyi gözüküyordu. En azından sinir küpü değildi.
"Ne var, yeteri kadar çıkaramadın mı sinirini?"
"Güzelim özür dilerim."
"Yok canım ne münasebet. Ben özür dilerim sinirini çıkaramadın tam olarak. Kaldığın yerden devam edebilirsin. Ne diyordun en son? Bilip de söylemiyorsan çok kötü olacak Açelya. Devam et hadi, çekinme devam et. "
"Açi özür dilerim sevgilim. Seni kaybetmek istemiyorum. Senin hakkında benden başka kimse böyle şeyler düşünsün istemiyorum. Evet belki bencillik yapıyorum ama seni çok seviyorum."
Sakin sakin anlatıyordu. Ses tonu içime işlerken söyledikleri de o kadar anlamlıydı ki çoktan yumuşamıştım bile.
"Böyle her sinirlendiğinde bana patlamaya devam mı edeceksin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Hikayemiz (Düzenleniyor)
Literatura Feminina"Ellerinin üzerimde gezinmesini seviyorum. Bana dokunman kutsal bir şey sanki. Sadece bana değsin istiyorum parmakların, gözlerin sadece bana böyle baksın, sadece benimle böyle gül istiyorum." Benim hissettiklerimi hissedebiliyor olması çok güzeldi...