-1 AY SONRA-
Haftaların, günlerin akıp gitmesiyle iyi yönde değişmişti benim için bir şeyler. Okula, derslerin yoğunluğuna alışmıştım. Melis, Sezen, Damla, Çağrı, Can ve Batu ile yakınlaşmıştım. Geçtiğimiz ay Batu'yla gazetenin ilk basımını atlatmıştık. Her hafta bir yerde buluşup bir yazı yazıyorduk. Senem Hoca bize bu ayın da konularını vermişti. Doğum günüm yaklaşıyordu, en heyecan verici haber bu olabilir. 19 Ekim doğumluyum ben. Yani yaklaşık olarak 2,5 hafta kaldı. 18 yaşıma gireceğim için büyük bir kutlama yapmak var kafamda. Kızlarla planlama işine gireceğiz bu hafta. Büyük bir kutlamadan kastım da bol bol eğlenmek yani. başka bir şey değil.
Bugün Pazar. Senem Hoca bize Cuma günü bu ayın konularını verdiği için bugün ilk yazımızı yazmak için buluşmaya karar verdik Batu'yla. Bize gelecekti. Şu an saat 11.30, o da yarım saate burada olur sanırım. Annemle babam arkadaşlarıyla buluşmaya gitti. Abim de sporda. O yüzden ben evde tekim. Yani bizim için çok sorun olmuyor genelde bu tarz şeyler ama ne diyeyim, iyi bir tesadüf işte.
Pişen kurabiyelerimi tepsiden alıp bir tabağa koydum. Buzdolabına koyduğum limonatayı da masanın üstüne çıkardım. İki tabak, iki bardak da çıkardıktan sonra geriye sadece üstümü değiştirmek kalmıştı. Ne giyeceğimi bilmiyordum ama pijamalarımı çıkarmam gerektiği kesindi.
Yukarıya çıkıp dolabımdan bir eşofman, bir askılı tişört bir de uzun hırka aldıktan sonra, saçımı düzelttim ve aşağıya indim.
Koltukta oturup onu beklemeye başladım. Televizyondaki kanallara bir göz gezdirdim. Bir spor kanalında futbol maçı vardı, izlemeye başladım. Dizilerden ya da gündüz kuşağı programlarındansa bunu tercih ederdim. Küçükken evde abimle tek kaldığımızda hep futbol maçı ya da maç yorumları izlerdik bu yüzden aşinaydım ve futbolu çok severdim. Maçı izlerken istemsizce ağzımdan çıkan "Ah be kaçar mı o pozisyon?" nidasından sonra zil çalmıştı.
Kapıyı açtığımda gülerek bana bakan Batu'yu gördüm. Gülerek bana bakıyordu.
"Yağız Abi mi evde?" Ben bile Yağız derken onun Yağız Abi demesinden dolayı abimin gözüne girmişti.
"Hayır değil." diye cevapladım. Bu soruyu neden sorduğunu çözememiştim. Ayakkabılarını çıkarıp içeriye girerken verdiğim cevap ile yüzündeki sırıtış genişlemişti.
"Ah be o pozisyon kaçar mı diye bir bağırış duydum da." Allahım duymuş muydu? Yine rezil olmayı başardığın için tebrik ediyoruz Açelya Yılmaz.
"Yok yok, bendim o." dedim gülerek. Bu cevabımla kahkahası evi çınlatmıştı. Gözleri televizyondaki maça takıldı.
"Sen cidden maç mı izliyordun evde tekken?"
"Eveet, ne var bunda ki?" dedim düz ses tonumla.
"Şaşırdım sadece. Neyse hadi geçelim mi?" dedi eliyle masayı göstererek. Başımla onayladım ve çalışmaya başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Hikayemiz (Düzenleniyor)
ChickLit"Ellerinin üzerimde gezinmesini seviyorum. Bana dokunman kutsal bir şey sanki. Sadece bana değsin istiyorum parmakların, gözlerin sadece bana böyle baksın, sadece benimle böyle gül istiyorum." Benim hissettiklerimi hissedebiliyor olması çok güzeldi...