-ERTESİ SABAH, 7.00-
Bugün pazartesiydi ve okula gidebilecektim sonunda. Kendimi bunu düşündükçe daha dinç hissediyordum. Onları okulda görmek zorunda kalacağım gerçeği hiç koymuyor, aksine şeytani Açelya'yı harekete geçiriyordu. Okulda görüşeceğiz Melis Hanım. Bu düşüncelerle dudaklarımda bir gülümseme belirdi. Bugün çok eğlenecektik ha?
Tuvalete gidip elimi yüzümü yıkayıp odama geri döndüm ve dünden masamın üstüne bıraktığım eşyalarımı üstüme geçirdim.
Okula geldiğimde fazlasıyla keyfim yerindeydi ve hiçbir şeyin bunu değiştirmesine izin vermeyecektim. Bizimkileri görüp el salladım ve sırama doğru ilerlemeye başladım. O sırada Melis'in nefret dolu bakışlarını üzerimde hissettim. Çantamı sıranın üzerine fırlatıp ona doğru yürümeye başladım. Gözleri gözlerime büyük bir nefretle bakıyordu, içime damlıyordu bu duygu. Benimse yüzümde alaycı bir gülümseme vardı.
Batu'nun daha gelmemiş olduğunu fark ettim. Sırasının üstüne oturup konuşmaya başladım. "Meliscim bu gözlerindeki nefret ne tatlım, hayırdır kuyruk acısı mı? Affetmedim diye mi? Timsah göz yaşları dökmekle, özür dilemekle olmuyor o işler. Şuranda kötülük olduğunu anladığım an bittin sen benim için. " dedim onun kalbine dokunarak.
"Bizim için de bittin Melis. Şimdi o pis bakışlarını çek Açelya'nın üzerinden anladın mı? Yoksa bedelini sen ve o yanındaki adam olamamış hem cinsim çok kötü ödersiniz." Çağrı'nın sesini duyana kadar arkamda olduklarının farkında değildim. Bunları söylerken kolunu belime sarmıştı ve yine o sonsuz güven hissi oturuvermişti içime.
Melis kulağımı tırmalayan sesiyle konuşmaya başladı, "Hayırdır Çağrı ne bu ilgi alakan senin, sana ne!? Bu dostumla benim aramda." Bu sözleri zihnimin içinde yankılanırken sinirlenmeye başlamıştım ama sonu onun için kötü bitecekti.
Sıranın üstünden inip ayağa dikildim. Ellerimi sıranın üstüne tehditkar bir şekilde sabitledikten sonra konuşmaya başladım. "O senin dağıttıklarını topluyor anladın mı Melis?" Bir parmağımı başına sertçe koydum ve "Bunu şu küçük beynine sok biz dost falan değiliz. Dost görünümlü bir yabancıymışsın sen, bense senin için artık yabancıdan çok bir hatanda ayağını kaydırabilecek kişiyim." Sözlerimi bitirmemle arkamı dönüp Çağrı'nın sinirden köpürdüğünü görmemle elinden tutup sıramıza doğru sürüklemeye başladım. Allahım elini ilk tutuşumdu ve vücuduma yayılan sıcaklık dalgası da neyin nesiydi? Bunu düşünmemeye çalışıp onu sıraya oturtup yanına oturdum. Sinirden boynundaki damar belirginleşmişti, ellerini yumruk yapmıştı. Her halinden belli oluyordu sakinleşmeye ihtiyacı olduğu. Çenesinden tutup bana bakmasını sağladım ve yumruk yaptığı elini açıp iki elimle cesaret vermek istercesine tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Hikayemiz (Düzenleniyor)
Literatura Feminina"Ellerinin üzerimde gezinmesini seviyorum. Bana dokunman kutsal bir şey sanki. Sadece bana değsin istiyorum parmakların, gözlerin sadece bana böyle baksın, sadece benimle böyle gül istiyorum." Benim hissettiklerimi hissedebiliyor olması çok güzeldi...