Bölüm 46: Öğretmen Hanım!

68 11 0
                                    

-1 SAAT SONRA-

Can ve Damla'nın da gelmesiyle ekip tamamlanmıştı. Hep birlikte salona kurulmuştuk. Gamze ve Mert'in evini çok sevmiştim. İkisi de iç mimar olunca elbette özenle dizayn edilmiş ve hoş görünüyordu. Ama bence evin görüntüsünden çok, içindeki anılar önemliydi. Yuva kavramı böyle doğmuyor muydu zaten? Bir ev ve güzel anılar.

"Bizim öğretmen hanım koptu gitti yine." diyen Can'a çevirdim kafamı. Bana öğretmen hanım diye hitap etmeleri her ne kadar hoşuma gitse de, işe alınmam kesinleşmediği sürece gereksiz beklenti yükseltiyordu.

"Sen hiç uğraşma biz biliyoruz, dalmıştın." dedi Mert de beni konuşturmayarak. Gülümsedim.

"Ya ne yapabilirim?" dedim sitemle.

"Bir şey demedik Allah Allah." dedi o da benim gibi çıkışarak.

"Eee Damla senin psikologluk çalışmaları nasıl gidiyor?" dedi Gamze konuyu dağıtarak.

"Bir klinikte işe alındım. Şu an çok yoğun değilim yeni olduğum için ama iyi gidiyor."

"Senin de psikolojin bozulacak diyorum dinlemiyor ki." dedi Can da oflanarak.

"Hayallerimin peşinden koşarken psikolojim bozulsa ne olur ki?" dedi Damla da. Yine bir tartışma başlayacaktı işte.

"Bir şey olmaz. Ben seni öyle de severim." dedi Can hepimizi şaşırtarak.

Damla da bizim gibi şaşırmıştı ama ona bakıp gözleri parkı karış bir şekilde gülümsedi.

Damla da bizim gibi şaşırmıştı ama ona bakıp gözleri parkı karış bir şekilde gülümsedi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sürekli atışsalar da birbirlerini çok seviyorlardı işte, hepimiz farkındaydık. O ikisi de dahil. Can da onu kolları arasında aldı ve başını boynuna gömdü. Görülmeye değer bir andı ama onlara özeldi, bu yüzden kafamı yanımdaki yakışıklıya çevirdim.

"Şu öküze bile bu lafları söyleten aşka bak be!" dedi diğerlerinin duyamayacağı bir şekilde.

"Ne diyor şarkıda, 'Ve bir kadın gelir, değiştirir seni. Alıştığın o sert, kararlı şeklini.' " dedim aklıma gelen şarkı sözlerini dillendirerek.

Gülümsedi. "Hem de nasıl değiştiriyor." dedi gözlerini gözlerimden çekmeden.

Ben de gülümsedim onunla. Gülüşlerimizin karışmasını seviyordum. "Hmm neler değiştiriyor mesela?" dedim kurnazca.

"Aklından geçenleri, kontrol mekanizmanı, inandığın doğruları, hayata bakış açını, mutluluk dereceni... Değiştiriyor ama iyi yönde. Yıkılan bir şehri yeniden kurmak gibi."

"Yıkılan bir şehri yeniden kurmak değil de, hasar almış yerlerini onarmak bence daha ziyade."

"Baştan yaratmıyor, olanı geliştiriyor diyorsun?"

"Aynen öyle diyorum. Aşk bir dönüm noktası değildir bence, bir dönüşüm noktasıdır."

"Çok felsefik konuşuyorsunuz bugün öğretmen hanım. Branşınızı değiştirmek istemediğinizden emin misiniz?"

Bizim Hikayemiz (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin