Eve girmemle kendimi odama atışım bir olmuştu. Ben gardırobumun önünde giyeceklerimi çıkarırken belime sarılan kolları hissettim. Ona döndüm ve kollarımı boynuna doladım. Ayrıldığımızda "Kokunu özlemişim cimcime." dedi bana gülerek bakan abim. "Eee nereye gidiyorsun bakalım?" "Nereye olabilir, sahilde yürüyeceğim biraz." diye cevapladım. O da heyecanla "Ben de geliyorum o zaman hem biraz dertleşiriz fena mı olur?" dedi. Ben de yanağına sulu bir öpücük kondurdum. "Hadi git hazırlan o zaman başımda dikilme." dedim esprili bir dille. O da bana dil çıkararak odamdan ayrıldı.
Altıma siyah bir tayt, üstüme salaş bir tişört ve ayağıma da spor ayakkabılarımı geçirdikten sonra hazırdım. Eylül ayındaydık ve hava soğuk değildi. Ama çok sıcak da olmadığı için bana bu kombin mantıklı gelmişti.
Aşağıya indiğimde abimin de kapıda eşofmanlarıyla beklediğini gördüm. Beni görünce kapıyı açtı, anahtarlarını aldı ve "Çıkalım mı güzelim?" dedi. Ben de başımla onaylayarak ona doğru yürümeye başladım.
Sahile indiğimizde mis gibi deniz kokusu ciğerlerimi doldurmuştu. Doya doya içime çektim. Sahile yürüyerek inmiştik, evimizle arası çok yoktu. İkimiz de özlediğimiz bu havayı içimize çekiyorduk. Bir süre daha yürüdükten sonra bir kafe görmemizle abim bana döndü ve "Açelya, oturalım mı bir şeyler içeriz?" dedi gözleriyle kafeyi işaret ederken. "Sen ısmarlayacaksan kaçırmam." dedim ve o da kolunu omzuma atarak "Tamam başımın belası, tamam gel buraya." diyerek karşılık verdi.
İçeriye girdiğimizde çok rahatsız edici derecede kalabalık olmadığını fark ettim. Otantik bir havası vardı. Denizi gören masalardan birine geçtik ve ikimiz de rahatça oturduk. Garson yanımıza geldiğinde ben filtre kahve, o limonata söylemişti. Ben bir yerde filtre kahve söylediğimde baş veren diyaloğa girmişti yine.
-Ya kızım sen nasıl içiyorsun şu şeyi, çok acı.
Dedi yüzünü buruşturarak.
-Abi yine başlama istersen, seviyorum işte. Hem ben sana soruyor muyum "Sen nasıl içmezsin, bu mükemmel bir şey!" diye.
-Kızım sormuyorsun çünkü mükemmel bir şey değil.
-Ya Yağız başladın yine. Of bir sus ya.
-Yine Yağız olduk iyi mi? "Abim"e ne oldu, kızım ismimle hitap ederek kısmetimi kapatıyorsun yoksa istediğini de canını yediğim.
-Aklın fikrin kısmet arkadaş. Aşkı bu kadar arama Yağız Yılmaz, onun gelip seni bulmasını bekle..
-Dikkatinizi çekerim, ben aşkı 21 yıldır bekliyorum Açelya Yılmaz.
-Bi' 21 daha beklersin sen aslanım.
-Yuh deve! Ben o zamana çoktan pörsümüş olurum.
-Dayan koçum dayan.
Biz sohbet ederken garson siparişlerimizi getirdi ve biz de manzaraya karşı içeceklerimizi keyifle yudumlamaya koyulduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Hikayemiz (Düzenleniyor)
Literatura Feminina"Ellerinin üzerimde gezinmesini seviyorum. Bana dokunman kutsal bir şey sanki. Sadece bana değsin istiyorum parmakların, gözlerin sadece bana böyle baksın, sadece benimle böyle gül istiyorum." Benim hissettiklerimi hissedebiliyor olması çok güzeldi...