Merhaba <3
Bir önceki bölüme gelen yorumlarınız için çok teşekkür ederim, bu bölüm için de yorumlarınızı bekliyorum.
Oy vermeyi de unutmayın lütfen♡
Keyifli okumalar!
.
.
.
2.BÖLÜM "DAVET"
Adam gözden kaybolunca pencereyi kapatarak yavaş adımlarla kendi odama geçtim. Odadan içeriye girince küçük masamın üzerinde duran kalın kitabı aldım ve elimdeki silahı düzgünce içine yerleştirdim. Daha sonra odamın penceresini açarak yatağıma uzandım ve gözlerimi kapattım. İçinde silah olan kitabı hâlâ elimde tutuyordum. Çünkü biraz sonra ne olacağını gayet iyi biliyordum.
Babamın bağırma sesleri bahçeden odama kadar geliyordu. Sesindeki çaresizlik bana huzur veriyordu. Hiçbir şeyin vermediği kadar huzur veriyordu.
"Siz ne bok yiyorsunuz lan eve ateş açılırken?" Bu da Emir'in sesiydi, avazı çıktığı kadar bağırıyodu. Bahçedeki adamlara birazda olsa acıdım ama çok da umurumda değillerdi. Bahçeden gelen bağırma seslerine gülmeye devam ettim. Duydukları birkaç el silah sesine bile bu kadar sinirlendilerse adamın kaçtığını öğrendiklerinde ne yapacaklarını çok merak ediyordum.
"Biriniz hemen gitsin, aşağıdaki adama baksın!" Beklediğim cümleyi amcam kurmuştu ve bu gecenin en güzel anı gelmişti. Birazdan yaşanacak olanlar şimdiden keyfimi yerine getiriyordu. Kendi kendime gülmeye devam ederken odanın kapısı büyük bir gürültüyle açıldı ve babam içeriye girdi. Dikkatle ona baktığımda çok fazla sinirli olduğunu fark ettim. Tam da istediğim gibi.
"Ne yapıyorsun sen burada?" Oturur pozisyonda geldim ve kaşlarımı çatarak alayla güldüm.
"Bu evde yaptığım her şeyi açıklamak zorunda mıyım? Gerçekten sadece merak ettiğim için soruyorum." O da kaşlarını çattı ve bir iki adım daha atarak yanıma geldi. Üzerindeki siyah takım elbisenin içindeki beyaz gömleğin birkaç düğmesini açmıştı. Bunu sadece çok sinirli olduğunda daha iyi nefes alabilmek için yapardı. Bu evde onunla yaşamamın tek iyi tarafı da buydu zaten. Onu çok iyi tanıyordum. Bir savaşta da en önemli olan şey bu değil midir zaten? Düşmanını tanımak ve her hareketini önceden tahmin edebilmek.
"Kes saçmalamayı!" Yine her zamanki gibi bağırınca ofladım ve bilmemezlikten geldim.
"Yine ne oldu çok merak ediyorum. Yine ne yaptım da sorguya çekiliyorum acaba."
"Silah seslerini duymadın mı sen?" Umursamazca davrandım.
"Duydum, duymamak mümkün mü?" Şüpheyle yüzüme baktı.
"Niye bu kadar rahatsın o zaman?" Yine alayla güldüm.
"Bu evde duyduğum her silah sesinde bir şeyler yapacak olsaydım ya da ses nereden geldi diye pencereye koşacak olsaydım, tüm hayatım bu evde değil de şu küçücük pencerenin önünde geçerdi."
"Adamlar evin çevresinde kimse olmadığını söyledi."
"Yani?" Sinirle bana doğru birkaç adım daha attı.
"Yanisi patlayan o silah evden birine aitti."
"Sende şu an burada olduğuna göre ilk şüpheli de ben oluyorum değil mi?" Hiçbir şey söylemeden kıyafet dolabıma doğru gitti ve hızla kapağını açarak bir anda kıyafetleri yere atmaya başladı. Kıyafetlerin altında silahı arıyordu. Gerçekten beni bu kadar salak mı zannediyordu acaba? O kıyafetlerimi yere atmaya devam ederken elimdeki kitabı yatağımın yanındaki komodinin üzerine bırakarak ayağa kalktım. O dolabımda işini bitirip çekmecelere geçerken boy aynanın karşına geçtim ve dağılmış olan saçlarımı düzelttim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
ChickLit"Bade Karahanlı." Duyduğum tok sesle eş zamanlı olarak derin bir nefes aldım, ağır hareketlerle sesin geldiği yöne döndüm. Kapıyı yavaşça kapattı, gözleri beni buldu. "İsmimi bile öğrenmişsin." Dudakları yana kıvrıldı, bana doğru geldi. "Öğrenmek zo...