Merhaba <3
Bir önceki bölüme gelen yorumlarınız için çok teşekkür ederim, bu bölüm için de yorumlarınızı bekliyorum.
Oy vermeyi de unutmayın lütfen♡
Keyifli okumalar!
.
.
.
16. BÖLÜM "SEVMEK"
Bu hayattaki tek varlığım olan annemi kaybetmemin üzerinden yıllar geçmişti ama sanki ben hep o günde takılıp kalmıştım.
Babam, annemi gözlerimin önünde öldürdüğü gün benim için bir çok şey değişmişti.
Mesela o günden sonra bir daha hiçbir zaman çocuk olamamış, sadece 10 yaşında büyümek zorunda kalmıştım.
Kendi seçimlerim, kendi kararlarım, kendi isteğim ve planlarım doğrultusunda hareket etmeye başlamış, bir şekilde hayatta kalıp, yaşamaya devam etmeye çalışmıştım.
Sadece 10 yaşında küçücük bir çocukken yapmıştım bunları.
Oysa o günden önce her şey daha farklıydı. Annemin acı çektiğini anlamayan ben babamı seviyordum. Hani derler ya bir kızın ilk aşkı, kahramanı babası olur diye... Benim ki de öyleydi işte. Yani ben öyle olduğunu düşünüyordum.
O zamanlar babamı o kadar çok seviyordum ki onun bana gülmesini, kucağına alıp sevmesini, kızım demesini o kadar çok istiyordum ki bunun için elimden gelen her şeyi yapmıştım. Babam beni sevsin diye hep onun istediği gibi biri olmaya çalışmıştım.
Çocuk aklı işte...
Ben, o beni sevsin diye uğraşırken o, beni seven tek kişiyi de elimden almıştı.
O gün karar vermiş, kendime büyük bir söz vermiştim. Hiç kimseyi sevmeyeceğim, hiç kimsenin beni sevmesine izin vermeyeceğim, hiç kimseye güvenmeyeceğim, hiç kimseye beni kandırabileceğini düşüneceği o cesareti vermeyeceğim ve hiçbir karanlık duyguyu sevgiyle bagdaştırmayacağım diye...
Evet kendime böyle sözler vermiştim ama şu an sadece 10 gün kadar önce tanıştığım bu adam karşıma geçmiş seni seviyorum diyordu bana...
Peki ya ben hangi sözümü tutamamıştım?
Birinin beni gerçekten sevmesine izin mi vermiştim? Yoksa birine beni kandırabileceğine dair cesaret mi vermiştim?
Ben, bunu nasıl anlayacaktım?
Karan orman gibi yemyeşil gözleriyle gözlerimin içine bakmaya devam ederken ne yapacağımı bilemedim.
Ona da söylediğim gibi onu farklı zannetmiştim. Bana karşı o kadar iyi, o kadar güvenilir görünüyordu ki aynı evde yaşadığım ve hayatımı mahveden o üç canavardan onu ayrı tutmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
Chick-Lit"Bade Karahanlı." Duyduğum tok sesle eş zamanlı olarak derin bir nefes aldım, ağır hareketlerle sesin geldiği yöne döndüm. Kapıyı yavaşça kapattı, gözleri beni buldu. "İsmimi bile öğrenmişsin." Dudakları yana kıvrıldı, bana doğru geldi. "Öğrenmek zo...