"Bade Karahanlı." Duyduğum tok sesle eş zamanlı olarak derin bir nefes aldım, ağır hareketlerle sesin geldiği yöne döndüm. Kapıyı yavaşça kapattı, gözleri beni buldu.
"İsmimi bile öğrenmişsin." Dudakları yana kıvrıldı, bana doğru geldi.
"Öğrenmek zo...
Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldızı parlatırsanız çok sevineceğim.💫
Buraya ben de sizin için kalp ve yıldız bırakıyorum.⭐♡ Sizinkileri de bekliyorum.❥
Keyifli okumalar.
*****
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
55. BÖLÜM "CENAZE"
Başımı ellerimin arasına aldım. Hâlâ korkudan ellerim titriyor bir yandan da gözyaşlarım usul usul yanağımdan süzülüyordu.
"Telaş yapılacak bir şey yok. Muhtemelen başı falan dönmüş bayılmıştır. Bu kadar korkma." Alp başımda durmuş beni teselli etmek için konuşurken bir an önce Karan'ı aldıkları müdahale odasından birilerinin çıkmasını ve bir şeyler söylemesini umut ettim. Alp'in söylediklerini az çok ben de tahmin ediyorum ama yine de aynı şeyleri doktordan duymadığım sürece rahat etmem mümkün bile değil.
Karan evin ortasına kucağıma bayıldıktan hemen sonra Alp ve Sibel'e haber vermiştim. Alp birkaç adamın yardımıyla Karan'ı arabaya kadar indirip hemen hastaneye getirmişti. Buraya gelir gelmez de müdahale odasına alınmıştı ama henüz girdikleri odadan hiç kimse çıkmamış, bize hiçbir şey söylenmemişti.
Artık bu olanlar canımı fazlasıyla sıkmaya başlamıştı. Hiçbir şey yolunda gitmiyordu. Sanki hep mutsuz olmaya kodlanmışız gibiyiz. Çok az da olsa yüzümüz güldüğü zaman öyle bir şey oluyordu ki o gülmenin acısı bizden fazlasıyla çıkıyordu. Biz ne yaparsak yapalım mutlu olamıyoruz. Çünkü hep daha kötüsü oluyordu ve biz buna engel olamıyoruz.
Gözyaşlarım akmak için kirpiklerimde asılı dururken yerdeki başımı kaldırdım. Ağlamak istemiyordum. Alp ellerini cebine koymuş önümde volta atarken etrafa bakındım, Sibel'i göremedim. Buraya kadar bizimle gelmiş ama sonra ortadan kaybolmuştu.
"Özgür nasılmış, öğrenebildin mi? Karan durumu iyi değilmiş falan diyordu." diye sordum, durdu ve gözleri beni buldu.
"Az önce gönderdim adamlardan birini yanına, iyi değilmiş gibi bir durum yok ortada. Kolunda kırık varmış. Test falan bir şeyler yapılıyormuş bilmiyorum, tam anlamadım ama uyutuyorlarmış." Başımı salladım, Karan bayılınca o da tamamen aklımdan çıkmıştı.
"Sarhoşmuş." Gözlerim yeniden Alp'i buldu. İç çekip devam etti.
"Kazayı da o yüzden yapmış zaten. Madem o kadar içiyorsun araba niye kullanıyorsun? Ben sana bir şey söyleyeyim mi? Bunların başına ne geliyorsa bize bir şey olmaz dedikleri için geliyor." Buruk bir şekilde gülümseyip önüme döndüm. Alp söylenmeye devam etti.