Bedenimde ki uyuşuklukla uyandım. Kımıldamaya çalıştım ama pek yapabildiğim söylenemezdi. Bedenimde ki halsizlik ve çevremi saran iri kollardan dolayı kımıldayamadığımı anladım. Burnuma dolan toprak ve yağmur karışımı koku ile Step'in kollarında olduğumu anladığımda kalbim heyecanla pır pır atmaya başladı.
Yanağım çıplak sıcacık olan sert göğsündeydi. Çıplak tenini hissetmek çok güzeldi. Usulca yutkunduğumda boğazım acımıştı. Boğazımda ki acı yüzümün buruşmasına neden oldu. Yavaşça gözlerimi açtığımda ilk odaklanamadım. Net görmeye başladığımda Centrum'da ki odamda olduğumu fark ettim. Kısık gözlerimle çevreme göz attığımda yatağımın çevresinde sönük mumların olduğunu fark ettim bu duruma kaşlarımı çattım. En son neler oldu hayali olarak hatırlıyordum. Gördüğüm görüntüler ve daha sonra kan emici tarafından saldırıya uğramam. Tekrar o anı hatırlamak tüylerimi diken diken etti. Gördüğüm hayali görüntülerin ise özel gücüm olduğunu düşünüyorum. Yaklaşan tehlikeyi görmek ya da hissetmek.. Eğer gerçekten öyle bir gücüm varsa çok işime yarayacaktı.
Başımı kaldırıp baktığımda Step'in boynu ve çenesiyle karşılaştım. Derin ve yavaş nefes alış verişi ile uyuduğunu anladım. Yutkunup kımıldamaya başladı. Gözüm yutkunduğunda aşağı yukarı oynayan adem elmasına kaydı. Derince nefes aldım.
Gözlerini usulca açtığında içimi ısıtan kahveleri bana döndü. "Uyanmışsın! Nasıl hissediyorsun güzelim?" Yüzümde gezinmeye başladı gözleri. "Biraz.." konuşmaya çalıştığımda sesim kısık çıkmış kuru boğazım tekrar sızlamış ve yüzümün buruşmasına neden olmuştu. Step anlamış gibi usulca benimle birlikte kendini kaldırdı. Beni tekrar yavaşça yatağa sırt üstü yatırdı. Kırılacak bir nesneymişim gibi davranması içimin ısınmasına neden oldu.
Komidinin üstündeki su bardağını alıp bana yöneldi. Elini enseme koyup hafif doğrulmamı sağladı ve suyu içirmeye başladı. Boğazımdan geçen ılık su kuruluğu geçirdi. Tekrar uzandığımda onun da sırtını yatak başlığına yaslayıp yoğun duygularla bana baktığını gördüm. Geniş bir şekilde gülümsedim. "Teşekkür ederim."
Küçük bir tebessüm edip elini yanağıma koyup başımın üstünü usulca öptü. Bu hareketine istemeden şaşırdım. Bir adamın her hareketi heyecanlandırır mıydı ya??
"Ne zamandır uyuyorum?"
Gözlerini üstümden çekmemesi karnımda gerginliğe neden oluyordu. "Bir haftadır uyuyorsun." Duyduğum cümle ile şaşkınca bakakaldım. Ben en fazla bir iki gün uyumuşumdur diyordum. "Ne? Nasıl ya?"
Yüzü dümdüz bir haldı. "Ne oldu o gün? Hiç iyi değildin ve bir ara bulunduğun ortamdan soyutlandın." Yavaşça yutkundum. "Ben.. bazı şeyler gördüm ve.." gözlerimi cama dikip o anı düşündüm "Ardından zihnimde bazı sesler duydum." Kaşlarını çatıp gözlerini benden çekti. Söylediklerimi düşünüyor gibi hali vardı.
"Vizyon ya da psişik tarzı bir gücün olmalı. Bir sahne oynuyormuydu." Gözlerini tekrar bana çevirdi. "Hayır sadece.. kan emici gördüm ve kan kokusu aldım. Zihnimdeki seste kimin kan kokusu olduğunu sordu." O an hissettiklerimi tekrar hissetmiş gibi içim ürperdi. Omuzlarımı silkip rahatlamaya çalıştım.
"Psişiğe daha yatkın gibisin. Her neyse bunu sonra konuşuruz. Gidip şifacıyı çağırmam gerek güzelim." Yataktan kalkıp L koltuğumun üstündeki tişörtünü ve ceketini giymeye başladı. İkinci defa üstü çıplakken görüyordum onu. Yanık tenini, kaslarının hareketini izlemek heyecan vericiydi. Giyinirken onu izlemek yanaklarımın ısınmasına neden oldu. Yan gözle bana bakıp dudağının kenarını yukarı kıvırdı. Hızla gözlerimi kaçırdım. Ahh Tanrım! Beni onu izlerken yakalamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCULAR
Fantasy☾ Ruh Serisi 1 ☽ Karanlık her geçen gün artıyordu. Tıpkı masum insanların katliamı arttığı gibi. Saf enerjili varlıkların gücü azaldığı bir dönem doğa ana için ritüel düzenlemişlerdir. Böylece insanlığı koruyan yeni bir ırk doğmuştur. Kurt ırkı.. G...