Yüzüme konan öpücüklerle mızımızlanarak ellerimle engellemeye çalıştım. Elim hafif çıkmış kirli sakallara değdiğinde dudaklar durmadı, avuçlarımı öpmeye devam etti. Huysuzca homurdanıp kısık gözlerle Step'e baktım. Gözleri şişmiş, gür saçları dağınıktı. Uykudan yeni uyanmıştı. Yorgana daha çok sarıldım.
"Rahat dursana ya uykum var hâlâ!" Diye çemkirdim. Eğlenen gözlerle baktı. Tekrar durmayıp dişlerini sırayla burnuma ve yanağıma geçirdi. Çığlık atıp saçlarına yapıştım. Saçlarından çekerek kendimden uzaklaştırmaya çalıştım.
"Dursana kızım!" Saçlarında ki elimden kurtulup dudaklarıma uzanacağı zaman beşlik çakar gibi elimi yüzüne koyup kendimden uzaklaştırdım. Avucumun içinde ki buruşmuş yüzünü görünce kahkaha attım.
Yatakta doğrulup huysuzca baktı. "Bir sevdirmiyorsun kendini." Arkasında ki yastığı alıp kafama attığında ağzımdan küçük çığlık kaçtı. "Kalk hadi!" Yastığı sinirle arkasından attım. Omzundan sinsi bakış atıp dudağının kenarını yukarı kıvırdı. Sadece baksırını giymiş banyoya ilerliyordu. Gözlerim sıkı kalçalarına kaydığında yanaklarıma ateş bastı. Ne yapmıştık biz yaa?! Hâlâ inanamıyordum. Kasıklarımda ki ağrı kendini göstermese inanamamda sanırım. Gözümün önüne hayali olarak geçirdiğimiz dakikalar gelip geçti. Tenimde bıraktığı yangını hâlâ anımsayabiliyordum. Tüylerim diken diken oldu, irkilip düşünceleri geri plana attım.
Yataktan kalkıp çıplak bedenimi havluya sardım. Her yerim kızarık ve morluk doluydu.
Ahh Step Walker sen nasıl bir varlıksın!!
Karanlık okyanusa göz attım. Akşam üzeriydi sanırım. Step'in telefonu komidinin üstündeydi saate bakmak için orta tuşa bastığımda şaşkınca kirpiklerimi kırpıştırdım. Büyük annemin kedisi ile çekildiğim fotoğrafı ekran resmi yapmış! Ben bu fotoğrafı iki yıl önce çekinmiştim. O sıra sosyal medya da kullanmıyordum. Aklıma tek kişi gelmişti o da boynuzları çıkmış sinsi sinsi sırıtan Elena!
Şükran günleri büyük annemde toplanıyorduk, yine bir yıl sülalecek oradaydık. Beni sevmeyen kedi ne hikmetse uslu durmuştu kucağımda. Bende bu anı ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekmek istemiştim. Fotoğrafı çeker çekmez yüzüme saldırmıştı hain kedi. İlk ve son çekildiğimiz fotoğraftı.
Şükran gününün tekrar yaklaştığını fark ettim. Büyük annemi özlemiştim. En son dört ay önce doğum gününe gitmiştik. Büyük annem Montana'da yaşadığı için kışları çok sert geçiyordu. Kayak merkezi de baya popülerdi orda, bu yüzden şükran gününe her gittiğimizde muhakkak kayak yapmaya giderdik. O zamanın gelmesini büyük heyecanla çekiyorum. Saate baktığımda en fazla üç dört saat uyumuşuz. Telefonunda başka fotoğraflarım olup olmadığını merak ettim. Kurcalayarak saygısızlık etmek istemiyorum. Telefonu komidine geri bırakıp yatak odanın en ucunda ki tek kişilik koltukların olduğu yere ilerledim. Okyanus akşam saati olduğu için karanlık evren gibi görünüyordu. Odayı aydınlatan tek şey yatağın kenarlarında ki led lambalardı. Koltuğa oturup bacaklarımı kendime çektim. Gezinen balık sürüleri karanlığın içinde yıldız gibi parlıyordu. Hayat onlara güzeldi! Anca ordan oraya yüzün, köpek balığı gelincede küçük bir korku filmi yaşamak dışında bir dertleri yoktu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCULAR
Fantasy☾ Ruh Serisi 1 ☽ Karanlık her geçen gün artıyordu. Tıpkı masum insanların katliamı arttığı gibi. Saf enerjili varlıkların gücü azaldığı bir dönem doğa ana için ritüel düzenlemişlerdir. Böylece insanlığı koruyan yeni bir ırk doğmuştur. Kurt ırkı.. G...