25.Bölüm

3.8K 223 63
                                    

Multimedya da Step Walker.. ^.^

Yüzümün kaşınması ile huysuzca kıpırdanıp kaşıdım. Yattığım sert ama sıcacık yere biraz daha sindim. Belimde hafif sızı vardı sanırım tutulmuştu. Yüzümü buruşturup sızıyı görmezden gelmeye çalıştım. Şuan uyku çok daha tatlı geliyordu. Bu seferde burnumu sıkıştıran parmakları hissettiğimde uykum iyice açılmıştı. Kaşlarımı çatıp huysuzca gözlerimi araladım. Gözlerime çarpar ışık ile tekrar kapatmak zorunda kaldım.

"Hadi kızım. Amma uykucusun."

Gözlerimi ovuşturup tekrar açtım, kısık gözlerle etrafa baktım.

"Ooo geldik mi ya. İyi uyumuşum."

Step'e döndüğümde alayla sırıtmış homurdanıyordu. Tek kaşımı kaldırıp 'ne var?' Dercesine baktım. Yol boyu uyuduysam ne olmuş yani? Gece vakti yolculuk yapıyorduk. Ayrıca yattığım yer çok güzeldi.

"Bir ara ağırlığından nefes alamayacağım sandım."

Kaşlarımı çatıp sinirle baktım.

"Sen bana kilolusun mu diyorsun? Ayrıca beni üstüne çeken sensin!"

Çemkirip kucağından kalktım. Elbisemin eteği iyice yukarı çıkmış ve kırışmıştı. Aşağı çekip kıyafetimi düzelttim. Ben uyuduktan sonra ayakkabımı çıkarmıştı sanırım. Ne kadar odun olsada düşünceliydi. Ayakkabılarımı giyip doğruldum.

"En son üstüme atlayan sendin unuttun heralde."

Tek kaşını kaldırıp sinsice gülümsedi. Şuan gözüme daha şeytani gelmişti.

"Hayır öyle bir şey yapmadım."  Deyip gözlerimi uçakta gezdirdim. Hava aydınlanmış güneş ışıkları camlardan içeri vuruyordu. Diğer yolcular çoktan inmişti bir biz kalmıştık.

"Hadi çıkalım bir biz kaldık. Uyanamadın ki. Yaptıklarınıda unutur oldun."

Yandan bakış atıp homurdanarak ayağa kalktı. Benim gibi onunda kıyafeti kırışmıştı. Homurdanmasına burnumu kırıştırdım. Elini uzatıp burnumu sıktığında eline vurup geri çekildim.

"Florida'nın neresindeyiz?"

Kabanımı almış önden önden yürürken bende arkasından takip ediyordum. Kabanımı taşımasına munzurca gülümseyerek baktım. Çantam olsa onu da taşıtırdım.

"Miami."

"Hihh! Çok severim. Geçen yıl tatilimi burada yapmıştım."

Ailecek bir haftalığına gelmiştik gerçekten mükemmel bir yerdi. Tek sorun fazla sıcak olmasıydı. Teninize vuran güneşin yavaş yavaş gözeneklerinize işlediğini hissedebiliyordunuz. Uçsuz bucaksız okyanus kıyılarında yüzüp ferahlayabilirdiniz. Uçağın çıkışına geldiğimizde merdivenden inmeden önce elimi tuttu. Birlikte inmeye başladığımızda parlayan güneş gözümü aldığı için elimi siper ettim. Step'den daha çok destek alıp düşmemeye çalıştım.

"Biliyorum. Seninle bir kaç işimiz var burada."

Merdivenlerden inmip bizi bekleyen siyah arabaya yürümeye başladık. Nathan mı o? Onun burada ne işi vardı ki? Arkasında bir kaç avcı olduğu belli olan adamla bekliyordu. Step'in benimle ne işi olabilirdi ki? O işini hallettiği zaman tek başıma denize girmeyi düşünüyordum ben.

KORUYUCULARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin