41.Bölüm

2.7K 167 58
                                    

Step Walker

Kararmış bakışları vahşi hayvan edasıyla karanlık zindanda dolandı. Her adımında yanından geçtiği tutsaklar korkuyla yerlerine siniyordu. Hiç birinde Step Walker'ın karşısında duracak cesareti yoktu. Zihinleri bulanmış hainler benliklerini terketmiş, ölmeye yalvaracak derecedeydi. Step zamanında hepsinin zihniyle oynamış öğrenebileceği bütün gerçekleri öğrenmişti. Halen hayatta olmalarının nedeni zamanı geldiğinde yem olarak kullanılacaklarıydı.

Sert adımların dönemeçli koridorda ilerleyip en alt katta ki zindana giden merdivene ilerledi. Önemli kişiler dışında kimse buranın yolunu bilmezdi, kafa karıştıran büyülerle korunduğu için bulamazdıda.

Arkasında ilerleyen çocukluk arkadaşı Nathan, dostunun saldırgan haline sıkıntıyla baktı. İki önemli karanlık varlığı yakalamalarının üstünden dört gün geçmişti. Bu dört gün cehennem gibiydi.

Amelia Crosfiy'ın ağır yaralanması ile Joseph ortalığı yıkmıştı. Step başta olmak üzere en güçlü avcılarını görevlendirip Vermont'ta büyük bir temizlik emri vermişti. Step için hava hoştu bu emri almasa bile sevgilisinin yaralı ve çaresiz halini gördükten sonra büyük bir katliam yapardı. Gözlerinin önünde aynaya çekilen sevgilisinin hırpalanmış ölü gibi duran bedenini gördüğünde öfkesi cehennem alevi gibi yükselmişti. Amelia'nın durumunu öğrenip sinir krizi geçiren halini görüncede zincirler kırılmıştı.

Karşılarında onları bekleyen Pual'u gördüğünde başını eğerek selam verdi. Pual'da karşısına geçip selamına karşılık verdi. Ellerini iki yana açarak"Step sakin olman gerek kardeşim, zihinleri zarar görmemeli." dedi, ılımlı sesiyle sakinleştirmek istedi.Karşısında durup onu durduran diğer dostuna vahşi bakışlarla baktı.

"Çekil." Kısık kalın sesi öfkeli hırıltısıyla harmanlandı. Pual istemesede yana çekilip yol açmak zorunda kaldı.

Step, kardeşi gibi gördüğü iki insanın kendisi için endişelendiğini görebiliyordu. Gözü döndüğünde kendi canını bile hiçe saydığını biliyorlardı endişelerinin büyük kısmı bundandı. Ama umrunda değildi. Canından çok sevdiği kadın kendinden geçmiş acı çekerken sakin olamıyordu.

Merdivene varıp aşağı indiğinde karanlık koridorla karşılaştı. Karanlık koridorda yansıyan kehribar rengi gözler anında kendisine çevrildi. Parıldayan sarımsı gözlerde tedirginlik geçti. Step Walker'ın öfkesi cehennem ateşinden daha tehlikeliydi. Bütün avcılar bunu çok iyi bilirdi. Kimse karşısında durmaya cesaret edemezdi.

Nöbetçilerden biri ışığı loş olacak şekilde açıp koridorun aydınlanmasını sağladı. Step, kendinden emin adımlarla en sonda ki demirli kapıya ilerledi. Her adımında tenine batan koruyucu büyüleri hissedebiliyordu. En dipte ki zindana hapsolan bir daha çıkamazdı. Yerin altı sıcak ve bunaltıcı, duvarlara işlenmiş büyü mühürleri daha da bunaltıcı bir enerji oluşmasını sağlıyordu. Koridorda neredeyse 20 nöbetçi vardı. Nöbetçiler, nöbeti devralmadan önce büyülerle mühürleniyorlardı. Böylece beyni yıkanan ve aralarına sızan hainler kesinlikle amaçlarına ulaşamıyordu.

Demir kapının iki tarafında bekleyen dört nöbetçi Step'i gördüklerinde başlarını eğip saygılarını sundular. Nöbetçilerden biri kilidi açıp geçmeleri için kapıyı araladı. Geniş karanlık yayılan odaya girdiklerinde havada süzülen toz tanecikleri genzini kaşındırdı. Gözlerini avlarına çevirdi. Perişan haldeydiler.

Karşılıklı olarak zincirlenen iki lider gözleri oyularak gör edilmişti. Bedenlerinin çoğu yerinde kesikler vardı. Kesiklerin üstüne deniz tuzu dökülerek daha da acı çekmeleri sağlanmıştı. Güçlerini kesen mühürler sayesinde iyileşmeleri engelleniyordu. Step kanlı yüzlerine bakıp sivri dişlerini göstererek vahşice gülümsedi. Diş dipleri ve tırnak dipleri sızlıyordu. Pençe ve dişlerini avlarına geçirmemek için kendini zor tutuyordu. Aldığı kan kokusu ciğerlerinde bayram ediyordu.

KORUYUCULARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin