32.Bölüm

2.9K 182 37
                                        


"Bir şey geliyor."

Kısık mırıltım ile ikisininde gözleri kocaman oldu. Biz daha hareket etmeden havanın yarılma sesi kulağıma doldu. Tüylerim diken diken olurken sesin geldiği yere, arabaların arasında dikilen siyah giyimli kişilere gitti. Ben daha ne olduğunu anlamadan Melisa'nın çığğını işittim. Gözlerim ona döndüğünde dehşete düşş şekilde bir yere bakıyordu. Gözüm otomatikman baktığı yere kaydığında içimde dehşet ve şaşkınlık çiçekleri filizlendi. İzy kanla kaplı karnını tutuyordu. "İzy.." şok olmuş şekilde çıkan kısık mırıltım geniş arazide yankılandı. Gözlerinde ki derin acıyla yere yıkılırken son anda düşüşünü yavaşlattık.  Gözlerinde damlayan yaşlarla "Bebeğim.." diye mırıldandı. Yeşil gözlerinde kendimi gördüğümde kararmış bakışlarımla karşılaştım. Gördüğüm tek şey karamış gözlerim duyduğum tek şey İzy'nin acı çeken ruhunun çığğı..

Derin nefesler alıp verirken çevreme hızla göz attım. Sadece karşımızda değillerdi. Çevremizi sarmışlardı. Ne istedikleri de gayet açıktı. Şoka girmiş gibi hiç bir şey hissetmiyordum. Ceylan gibi avcının ağzından nasıl kurtulurum onu düşünüyordum. Melisa yarı baygın yarı acı çeken İzy'nin dibine çökmüş ne yapacağını bilmiyor şekilde duruyordu.

Donup kalmanın sırası değil Gabriel!

Evet! Evet! Donup kalamazdım.. İzy ve bebeğinin hayatı tehlikedeydi. Ölüme ne kadar yakınlar bilmiyorum ama bizim de uzak olduğumuz söylenemezdi.

Hızla Melisa'nın yanına gidip kollarından tutarak kendime çevirdim. "Melisa bana bak!" Şoka girmiş hali ile gözlerini sabit tutamıyordu. Sarsıp bana bakmasını sağladım. "Şifa büyüleri ya da ona benzer haltlar biliyorsan hemen uygulamaya başla!" Gözünden akan yaşı hırsla silip başını hızla salladı. Çevremizde gezen gözlerini gördüğümde "Onları oyalamaya çalışacağım." diye fısıldadım. Korku dolu gözlerini bana çevirdi "Dikkat et." deyip anında dediğim yapmaya başladı, ellerini İzy'nin karnında bastırarak gözlerini yumup, anlamadığım dilde konuşmaya başladı.

Ayağa kalkmadan önce telefonumu alıp Step, Corden'a ve Liam'a çağrı attım. İlk hangisi gelirse kârdı. Şuan hepsine ihtiyacım vardı. Panik saran benliğim ile iki elimede hançer alıp ayağa kalktım. Çevreme hızla göz attığımda sağımızda ve solumuzda iki kişi karşımızda da üç kişi vardı. Hangi karanlık tür olduklarını anlamaya çalıştım. Cadı enerjisi alıyordum. Enerjileri o kadar kirliydi ki bataklığın içine düşmüş gibi hissettim. Hiç biri hareket etmiyordu. Asıl amaçları bizi öldürmek olsaydı saldırıyor olmazlar mıydı?

Sağımda ki cadılardan biri kolunu kaldırdığını yan gözle gördüğümde saldıracağını anladım. Nefesimi tutup elimin titremesini kesmeye çalıştım. Sol elimde ki hançeri saniyeler içinde farlattığımda göğsüne isabet etti. Siyah cübbe tarzı giyen cadı çağlık atarak eridi. Diğerlerinin gözleri ilk ona sonra bana kaydığında sağımda ve solumda kalan üç cadı ellerini kaldırdı. Belimde bir hançer daha çıkarıp ikisine fırlattığımda nerelerine denk geldiklerini anlamadım. Duyduğum tek şek tiz çığlıklarıydı. Göğsüm hissettiğim dehşet duygusu ile hızla inip kalkıyordu. Diğerine de hançer fırlatacağım zaman siyah dudaklarından fısıltılar döküldü.

KORUYUCULARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin