Bütün yaralıları -ben de dahil- şifa haneye getirdik. İçgüdüsel olarak içim rahat etmediği için bütün odaları gezip yaralananları kontrol edip durumlarına baktığım için Step arkamdan öfke soluyarak yürüyordu. Sinirli haliyle peşimde dolanan Step'i ve beni görenler alttan alttan eğlenen gözlerle bakıyordu. Bunun farkında olan Step daha çok sinirleniyordu.Sonuncu odadan çıkınca ne olduğunu anlamadan bacaklarıma dolanan kollarla kendimi baş aşağı sallanırken buldum. Ağzımdan kaçan küçük çığlık ile bakışlar bize döndü.
"O güzel kıçını çakıp otur artık!" Haykırışı tüm koridorda yankılandı. Tüm sesler sanki zaman durmuş gibi anlık olarak sustu. Üstümde hissettiğim bakışlar ile yanaklarım kırmızıdan mora dönmeye başladığına eminim. "Tanrının belası Step! Ne yapıyorsun ya?!" Sinirle kısıkça çığırdım, tabi üstün duyuları olan kurtlar benim sessiz çığırışım rahatlıkla duymuştu. Omzuna aldığı ben ile Ygienos'un odasına girdiğinde kalçama şaplak atması ile gözlerim ağzımla aynı oranda açıldı. Sinirde çığlık atmamak için kendimi tuttum.
"Düzgün konuş benimle Ella. O ağzına ceza olarak biber değil başka bir şey veririm." Üstüne ettiği edepsiz laf ile tenimin son halini hayal edemiyordum. Utançtan bedenim titremeye başladı.
Sızlayan popomu sedyeye yerleştirdiğinde yüzümü buruşturmadan edemedim. Gece yarısına gelmişti, yaşadığımız adrenalin yüklü akşamın yorgunluğu üstüme çökmüş bedenimin her yeri sızlıyordu. Sinirli bakışlarımı alayla bakan Step'e diktim. Dudağıma küçük öpücük kondurup "Sakin ol güzelim." Eğlenme sırası kendisine gelmiş gibi alayla fısıldadı. Öfkeli bakışlarımı yüzünde dolaştırdım. Onca insanın içinde utanmadan yaptığına bak! "Sende hareketlerine dikkat et Walker." Tek kaşını kaldırıp sinirle çıkışmama tehlikeli pırıltılarla karşılık verdi. Kapı tekrar açıldığında kendimi toplayıp gelen Ygienos'a baktım.
"Merhaba Ygienos." Yorgunca gülümsemeye çalıştım. Baştan aşağı süzdüğünde dağılmış halim yeni aklıma geliyordu. Beyaz elbisemin bazı noktaları yırtık doluydu. Ayaklarım çıplak ve kirliydi. Ellerimde aynı şekilde kir ve kurumuş kanla kaplıydı. Yan tarafta ki boydan aynaya baktığımda ağzımın çevresi ve yüzümün bazı noktaları da kurumuş kanla kaplıydı. Kurt bedeninden insan bedenine dönmek odaklanma istiyordu. Çıplak olmadığıma şükrediyordum. Step'te tık yoktu, oldukça kontrollü dönüşmüştü. İçten içe hoşuma gitmişti bu vahşi halim. Aynada Step ile göz göze geldiğim de anlayamadığım pırıltılarla bakıyordu.
Bazen aramızda ki bağa rağmen anlayamıyordum onu. Bedeninde gözlerimi gezdirdim. Akşamki takımı halen aynı şekilde duruyordu. Ceketini ve kravatını çıkarmış, beyaz gömleğinin kollarını dirseğine kadar kıvırmıştı. Gergin duran gömlekten iri kasları taşmak istiyordu."Merhaba kızım. Amma dağılmışsın, bakalım bir sorunun var mı." Omuz silkip sırıtarak sedyeye uzandım. Umursamama kaşlarını kaldırarak baktı. Her yerim yorgunluktan sızlıyordu. Bunun dışında bir sorunum yoktu. Arkasında duran ruhlarla göz göze geldiğimde her zaman ki gibi selam verdiler. İkisine de gülümsedim. Gözlerinde önemsenmek hoşlarına gittiğine dair pırıltılar geçer gibi oldu. Ygienos ile göz göze geldiğimde gözlerinden saygı ve sevginin geçtiğini gördüm. "Onları önemsemem hoşlarına gidiyor." Kısıkça mırıldandım. Step soyutluktan en uzağımız olduğu için yüzü ifadesiz bakıyordu.Bu konuda ne hissettiğini göremiyordum. En son her halinle mükemmelsin demişti. O anı hatırladığımda içim kıpır kıpır oldu. "Liderlerinin onları önemsemesi elbette hoşlarına gider." Ygienos melodik sesi ile karşılık verdi.
Elinden ışık yansıdığında ışığı ile bedenimi baştan aşağı taradı. İlk kez bu yöntemi kullanıyordu. Elimi tutup bedenimi taradığında oluşan karıncanlanma oluştu. Kapalı gözleri ile mırıl mırıl bir şeyler fısıldıyordu. Biraz daha böyle durursam uyuyabilirdim. İstemsizce esnediğimde Step ile göz göze geldik. Küçük tebessümünde anlayış vardı. Kollarına alıp yaralı bedenimi sarmalamak istediğini hissettim. Hiç hayır demezdim, sıcağında uyumak istiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCULAR
Fantasy☾ Ruh Serisi 1 ☽ Karanlık her geçen gün artıyordu. Tıpkı masum insanların katliamı arttığı gibi. Saf enerjili varlıkların gücü azaldığı bir dönem doğa ana için ritüel düzenlemişlerdir. Böylece insanlığı koruyan yeni bir ırk doğmuştur. Kurt ırkı.. G...