KORUYUCULAR

44.Bölüm

Uyku ve uyanıklık arasında gezerken boynumda hissettiğim sıcaklık huylanmama neden oldu. Elimle engellemeye çalışıp homurdanarak ters yönü döndüm. Bu sefer sıcak nefesi ve ılık dudakları omzumda ve sırtıma doğru ilerlediğini hissettim.

"Step kes şunu!" Başımı kaldırıp kısıkça arkamda benimle uğraşan Step'e homurdandım. Saniyeler içinde ne olduğunu anlamadan sırt üstü uzanmış üstüme çıkan Step ile karşılaştım. "Özledim." Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Dudaklarıma çarpan nefesi zihnimi bulandırıyordu. Dudaklarını bastıracağı sıra başımı yana çevirdim. Böylece dudakları yanağımla buluştu.

Kaşlarımı çatıp "Ben özlemedim."diye huysuzca mırıldandım. Sesime uyku mahmurluğu bulaşmıştı. Göğsüne dayadığım ellerimle üstümden itmeye çalıştım. "Kalk."

Cıklayıp daha çok üstüme abandı. "Bi ara ne kadar gergin olsamda, her şeyi senin için yapıyorum gelipte bana trip atmaya kalkma." Kolunu başımın üstüne sabitleyip keskin bakışlarını yüzüme dikti. Ne hissettiğimi bilmesi iyi bir şeydi ama öküzlüğünü geride bırakmaması kötüydü. "Tersini söylemiyorum bende ama benimde düşüncelerimi önemsesen, biraz sakin olmaya çalışsan diyorum."

Dik dik baktığımda kendini yana attı. Başının altına kolunu koyup tavana dikti gözlerini. "Tanımadığımız bölgedeyiz, onlara güvenmiyorsun ve bu seni geriyor biliyorum." Yatakta doğrulup ona doğru döndüm. Gözlerini tavandan bana çevirip tüm dikkatini bana verdi. "Ama.." derin nefes alıp bakışlarımı yüzünde gezdirdim. "Korumaya çalışırken kırdığının farkında değilsin. Sizinle birlikte hareket ediyorum. Bu zamana kadar ruhlar işin içine girmedikçe kendi başıma hareket etmedim." Kendi içimden 'Etsem bile her adımımı detaylıca düşünürüm' diye geçirdim. Bu kısmı onun bilmesine gerek yoktu. "Bana güvenmiyormuş gibi saklayıp üstüne baskı kuruyorsun."

Yüzümde gezinen sisin ardında ki bakışları canımı sıktı. Ciddi konu konuşurken kendini kapatması içimi sızlatıyordu. Tüm gece kaba davranışlarını düşünmekten düzgün uyuyamamıştım. İçimden geçenleri hissetmiş gibi bakışlarını yumuşattı.

"Hissettiğin baskınlık Alfa yönümden geliyor. Erkek kurdun her zaman bir adım önde olduğunu biliyorsun bu kadınlarımızın önemsiz olduğunu göstermez. Tam tersi eşim olarak seni çok önemsiyorum." Yattığı yerden doğrulup şefkatli bakışlarıyla yanağımı okşadı. Dolmak isteyen gözlerimi kırpıştırıp başımı büyük avucuna yasladım. Sevdiklerim için her türlü tehlikeye atlardım. "Senin de Alfa kanı taşıman bana yansıyor. Alfa kanından olmasaydın üstümde ki baskınlık bu kadar olmazdı güzelim. Dediğin gibi tanımadığım ve hiç istemediğim bir bölgedeyiz bu yüzden dengesizim." İçimden bir ses daha da sinirleneceği zamanlar olacak diyordu. Tanrım sen koru!

Gözlerinde ki anlayış ve şefkat kırgınlığımın üstüne soğuk su döktü. İzy olsa 'niye süründürmüyorsun!' deyip saçıma yapışırdı. Şimdiden onu ve bebişini özlemiştim. Minik bir kızı olacağını öğrendiğinde  havalara uçtuydu. Kendi gibi büyüteceğine adım kadar eminim.

Bağdaş kurarak rahat bir oturuş pozisyonu yakaladım. "O zaman bana güven. Yapabileceklerimi küçümseme Walker." Kaşlarımı kaldırıp diğer bir sorunumuza dikkat çektim. "Senden çok sonra bu dünyaya girmiş olsamda kendimi bir çok kez kanıtladım." Başını aşağı eğip dudağını yukarı kıvırdı. Ne olduğunu anlamadın bacaklarımdan tutup çekerek altında uzanmamı sağladığında dudaklarımdan küçük çığlığın kaçmasına engel olamadım. "Pekala dediklerini dikkate alacağım güzelim.." nefesini yanağımda hissettiğimden iç çekmemek için kendimi tuttum. Saçından tutup yüzünü yüzümden uzaklaştırdım. "Ciddiyim Walker!" Cırlamama yüzünü buruşturduğunda sinsice gülümsedim.