27.Bölüm

3.3K 223 44
                                    

Kızarttığım ekmekleri de tezgaha koyduğumda sofra tamamen hazırdı. Sabah erken uyanmış tek başıma antreman yapmıştım. Duşun ardından da kahvaltı hazırlamaya başlamıştım. Bu kadar zaman geçmesine ve gürültüme rağmen Step hâlâ uyuyordu.

Geri çekilip hazırladığım sofraya göz attım. Çay demlenmiş, reçeller, peynir ve zeytin çeşitleri konulmuş, domates salatalık doğranmış, kızartılmış börek ve ekmekler de eklenmiş olmazsa olmazı olan yumurtayıda yapmıştım. Hiç bir eksik görmediğim soframa memnuniyetle baktım.

Mutfaktan çıkıp hızlı adımlarla merdiveni tırmandım. En sonda ki odaya vardığımda Step'i hâlâ uyurken buldum. Bu nasıl bir şeydi ya? Hiç mi gürültümden rahatsız olmadın? Uykuyu sevdiğini hiç bilmiyordum. Önce ki birlikte uyuduklarımızda benden önce uyanmış ve gitmiş olurdu. Küçük adımlarımla yatağa ilerledim. Dizlerimin üstünde yatakta emekleyerek yüz üstü uyuyan sevgilimin dibine girdim. Uyurken sert yüz hali yoktu. Yanağını yastığa yasladığı için dudakları öne doğru çıkmıştı. Dudaklarımı yalayıp munzurca sırıttım. Yüzlerimiz dip dibeyken yüzüne üfledim. Rahatsız olmuş gibi kaşlarını çatıp yastığa daha çok gömüldü. Tekrar üflediğimde homurdanıp başını diğer tarafa çevirdi. Kıkırdayıp elimi saçına attım. İpek gibi yumuş yumuş olan saçını usulca okşadım.

"Step? Uyan hadi, sofra hazır."

Sakin çıkan sesime mırıldanarak karşılık verdi. Ne dediğini anlamadım. Saçlarını çekiştirip başını arkaya yatırdım. Kaşları çatık hâlâ uyumaya devam ediyordu.

"Uyansana ya! Acıktım." Diye cırladım. Eli ile elimi itip saçlarını bırakmamı sağladı. Oflayıp sırt üstü yattım. Şort ve askılımı giymiştim bu gün. Camlar açık olmasına rağmen hava çok sıcaktı. Gölün ve ormanın karışık kokusu esip burnuma kadar geliyordu. Boş boş tavanı izlemekten sıkılıp, mız mız çocuk gibi ayaklarımı yatağa vurdum.

"Gabriella! Kes şunu."Boğuk sesi sinirli çıkmıştı. Dudaklarımı büzüp yüksek sesle ofladım. Aklıma gelen fikirle gözlerim şeytani ışıkla parladığına eminim. Bunun için bana kızabilirdi. Yatakta doğruldum, diğer tarafında ki kolunu tutarak kendime çekip sırt üstü yatmasını sağladım. Homurdanıp kısık gözlerle bakarak sır üstü yatmaya devam etti.

"Çocuk gibisin." Kısık kalın sesi ile mızırdandı. Omuz silkip karnının üstüne ata biner gibi oturdum. Beni sinir ettiği vakitler o da çocuk gibiydi. İnsan sevdiğiyle çocuklaşamıyorsa o ilişki ölmüştür. Sevdimmi her halini sevecektin.

"Uyandırmaya çalışıyorum. Sofra hazır seni bekliyorum."

Kısık gözlerle alttan bakmaya devam etti. Tek kaşını kaldırarak 'ne yapıyorsun' bakışı attı. Sinsice sırıtıp kalçamı biraz daha aşağı kaydırdım. Hızlanan kalbimin yanında karnımda ve kasıklarımda tatlı sızı oluştu. Altımda hissettiğim sertlik ile utanmadan edemedim. Koyulaşmaya başlayan gözleri şaşkın pırılıtılarla hafifçe büyüdü. Kendimi iyice ona bastırdığımda bedeni gerildi. Elleri baldırıma gidip sıklaştı. Aldığı derin nefes ile göğsü yukarı doğru şişti.

"Ella.." Kısık çıkan kalın sesi tahrik olduğunu belli ederce boğuklaşmıştı. Yanan yanaklarımı umursamadım. Sürtünerek kalkacağım zaman ne olduğunu anlamadan beni yatağa attı. Küçük çığlığımla birlikte kahkaham dudaklarımdan kaçtı. Eğlenen ve şaşkın bakışlarımı dibimde olan yüzünde gezdirdim. Koyulaşmış gözleri vahşice bakıyordu. Kollarını iki yanıma koydu ve yatak ile iri bedeni arasında hapis kalmamı sağladı. Yanağıma ağır çekimdi öpücükler kondurmaya başladı. Otomatikman başımı yana çevirip gözlerimi yumdum. Kulak mememe doğru ilerleyen sulu öpücükleri ile inlememek için dudaklarımı ısırdım.

KORUYUCULARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin