*Kısa bir not; Öncelikle herkese merhaba, bölüm baya gecikti biliyorum. Nedeni ise hasta olmam. Covid19 testim pozitif çıktı ve ailecek evde karantinadayız. Yaklaşık bir haftadır da hastalıkla uğraşıyorum. Daha iyileşmiş sayılmam ama yazmayı çok özlediğim için yeni bölüm yazmak istedim. Kafam iyi olmasa hiçten yazamam gerçi, şuan kendimi iyi hissediyorum.
Lütfen sizde dikkat edin. Önlemlerinizi ihmal etmeyin. Kendimi iyi hissettikçe yeni bölüm yazmaya devam edeceğim.
Bu arada Vote ve yorum bırakmayı unutmayın. ^.^ <3 ^.^
***
Yoğun mide bulantısı ve baş ağrısıyla güne başlamış ardından Step'in bana hazırlattığı küçük hediyelerle sevinçten havalara uçmuştum. Hediyelerin ardından, güzel bir kahvaltı etmemi sağlayıp işi olduğunu ve akşam almak için geleceğini söyleyerek gitmişti. Hemen ardından ise Lydia ve Elena gelmişti.
Şuan ise film izliyorduk. Hala baş ağrım vardı. İçtiğim ilaç daha etki etmemişti. Dün neler olduğunu tam hatırlamıyorum ama Step'in sabah ki imalı bakışlarından utanç verici geçtiği belliydi. Sabah küçük bir tartışma ve hediyeler ardından işi tatlıya bağlamıştık.
Step'in evi gerçekten çok hoşuma gitmişti. Kapıdan girdiğiniz an geniş bir salon ve amerikan mutfak ile karşılaşıyordunuz. Koyu gri L koltuk yanında da aynı renk iki kişilik koltuk, tv ünitesi ve orta boyut yemek masasından oluşuyordu salonu. Genelde gri, krem ve mavi tonlar kullanılmıştı.
Üst kata çıktığınızda ise uzun koridorda spor odası, misafir odası, çalışma odası, banyo ve kendi odası bulunmaktaydı. Odasında çift kişilik geniş beyaz örtülerle kaplı bir yatak. Gri, kerim ve mavi tonlarında mobilyalar vardı. Bir erkeğe göre oldukça düzenli bir odası vardı. Her yere toprak yağmur karışımı orman kokusu yayılmıştı. Evdeki favorim kesinlikle odasıydı.
"Film çok sıkıcı." Bir yandan homurdanıp bir yandan da ağzıma mısır attım.
Elena göz devirip "Ben korku filmi izlemem." Diye çıkıştı. Burnumu kırıştırıp dil çıkardım.
Lydia kıkırdayıp mısır attı ağzına. "İstersen başka bir şey açalım Gabriella." Sarı saçlarını omzundan arkaya atarak yeşil gözleriyle merakla baktı bana. Bu kız gerçekten çok tatlıydı. Abisinde olan çekicilik kesinlikle onda da vardı. İki yıl sonra bu daha belli olacağı kesindi.
"En azından aksiyon filmi açabilirsiniz. Romantik komediyi nasıl izliyorsunuz?"
Cidden hiç tarzım değildi. İlk dakikadan sıkılmıştım. Vurdulu kırdılı şeyleri daha çok seven biriydim. Bu gece dolunay olacağından içimde enerji patlaması yaşanıyordu bu yüzden şuan hiç katlanamıyordum bu filme.
"Of abla çok mızıkçısın!" Homurdanıp kucağında ki yastığı bana fırlattı. Yastığı havada tutarak kafasına attım.
"Ablaya homurdanma kedicik."
Göz devirip Lydia'ya döndü. "En yakın arkadaşın benim beni rahat ettirmen gerek sarı!" Koyu yeşil gözlerini büyütüp kedi gibi sırnaştı.
Lydia mahcupça arkadaşına baktı. "Kusuruma bakma kanka ama o da benim yengem. Ona yalakalık yapmam gerek." Kendimi tutamayıp güldüm. Alayla Elena'ya bakıp sırıttım. Sinirli gözlerini bana çevirdiğinde göz kırptım. Lydia benim istediğim gibi bir film açmaya başladı.
Elena'nın gözlerinden munzurca pırıltılar geçti. Kaşlarımı çatıp ne yumurtlayacağını bekledim. "Dün sürü toplantısı vardı ve sen Alfanın kızı olarak katılmadın. Babam sana çok sinirli." Kaşlarımı çatıp somurtarak bakmama alayla sırıttı. Neden hatırlatıyordu ki dünü. Gördüğüm görüntü yüzünden yıkılmış kendimi içkiye vermiştim zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCULAR
Fantasy☾ Ruh Serisi 1 ☽ Karanlık her geçen gün artıyordu. Tıpkı masum insanların katliamı arttığı gibi. Saf enerjili varlıkların gücü azaldığı bir dönem doğa ana için ritüel düzenlemişlerdir. Böylece insanlığı koruyan yeni bir ırk doğmuştur. Kurt ırkı.. G...