22.Bölüm

3.3K 217 19
                                    

Gözlerimi zorlukla araladığımda gözüme çarpan ışık ile yüzümü buruşturup tekrar kapattım gözlerimi.Yüzümü diğer tarafıma çevirdiğimde burnuma çarpan koku ile yüzüm huzurla gevşedi. Gözlerimi aralayıp kısıkça etrafa baktım. Gri mobilyalar, soğuk mavi renginde tüylü halı ve bembeyaz çarşaf serili çift kişilik yatak. Gözümü açmadan önce aldığım kokudan kimin odasında olduğumu çoktan anlamıştım. Düzenli odada tek bozuk yattığım yataktı. L şeklinde siyah koltuk duvarda asılı büyük tv, keyif sürmek için ideal bir köşeydi. Bazı değişiklikler yapılmıştı oda da. En son kaldığımdan biraz farklıydı.

Yataktan usulca doğrulup en son neler olduğunu hatırlamaya çalıştım. Aklıma Lydia'nın kaçırılması geldiğinde hızla yataktan doğruldum. Neler olduğunu çok merak ediyordum. Onu bulduklarına eminim. Ruhlar bana yalan söylemezdi ne de olsa.

Çarşafı kaldırdığımda siyah iç çamaşırlarla olduğumu gördüm. Kaşlarımı çatıp yataktan kalktım. Büyük ihtimalle beni buraya Step getirmişti. Beni böyle görmüş olabileceği yanaklarımı ısındırdı. Bu düşünceyi umursamayıp yataktan kalktım. Aynanın karşınına geçip vücuduma baktım. Dün gece oldukça darbe almıştım. Aynada ki yansımamda tenimin beyazlığı daha bir parlak göründü gözüme. Hiç bir darbe izi ya da boynumda ki yanık izi yoktu. Elim boynuma gitti istemsizce. Opadós'un dokunuşunu hala hissediyormuşum gibiydim. Aynada ki yansımamda arkamda beliren karanlık yayan beden ile dondum. Sanki gülümsüyormuş gibi
sivri dişlerini gösterdi. Şakağıma yanaştığında derinden gelen hırıltısı en derinliklerime kadar hissettim. Bir eli boynuma çıkıp usulca dokundu. Dokunuşu ile istemsizce gözlerimi sıkıca kapatıp derin nefesler alıp vermeye başladım.

Kapının ani açılması ile irkilip gözlerimi açtım. Göğüs kafesim hızla inip kalkıyordu. Eli kapıda kalan Step bu halime ilk şaşırır gibi oldu. Daha sonra hafif kaşlarını çatıp kapıyı ayağı ile kapattı. Gözlerini benden ayırmadan usul adımlarla bana yaklaştı. Çaktırmadan etrafa baktığımda oda da yalnızca ikimiz olduğunu gördüm. Step gelmeden önce o karanlık varlığın arkamda hissetmek içimin korkuyla gerilmesine neden oluyordu. Sadece hayal, sadece hayal.. sakinleş.

"İyi misin?" Kalın sesini duyduğumda gözlerimi çekik kahvelere çevirdim. Mavilerimden ayrılmayan gözlerinde anlayamadığım pırıltılar dolaşıyordu. Başımı usulca onaylarcasına salladım.

"Lydia nasıl?"

Karşımda durduğunda başını hafif yana yatırdı ve gözlerini kısarak bakmaya devam etti. "Şuan iyi. Annem yanında." Elini usulca kaldırıp yanağıma götürdü. İşaret ve orta parmağının tersi ile usulca okşamaya başladı. Teni her zamankinden daha sıcak gelmişti. İstemsizce gözlerimi yumup gülümsedim. "İyi olmasına çok sevindim. Orda bir sorun çıktımı."

Gözlerimi usulca açtığımda dudağında beliren küçük tebessümle içim daha da rahatladı. Gözlerinde dolaşan pırıltılar hala devam ediyordu. "Hayır. Üstünü giyin hadi şifacıya görünmen gerek." Başımı sallayarak "Tamam."dedim. Karşısında iç çamaşırlarla olduğumu yeni hatırlayıp normalmiş gibi davranmaya devam ettim. İçten içe utanç yüzeye çıkmaya çalışsada umursamadım. Benim için sıradan biri değildi. En özelimi görebilecek tek kişiydi.

Lydia'nın iyi olduğunu biliyordum zaten ama Bunu Step'den duymak içimin daha da rahatlamasını sağladı. Koltuğun üstünde ki kıyafetlerimi alıp giyinmeye başladım. Siyah kot ve gri kazağa kaşlarımı çatıp baktım. Ben kot pantolonu çok nadir giyerdim. Tek kaşımı kaldırıp yatağın üstünde oturan Step'e döndüm. Bakışlarımı gördüğünde memnun olmuş gibi genişçe sırıttı.

KORUYUCULARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin