İlk dersten çıkmış kızlarla bahçeye hava almaya gidiyorduk. Dün babamgilin yanından çıktıktan sonra antremana devam etmiş, okula gitmiş ve okulun ardından yatana kadar antreman yapmıştık. Bu günün ise diğer günlerden bir farkı yoktu sabah antremanından sonra okula gelmiştim.
"Ee, antremanlar nasıl geçiyor bebeğim?" Melisa her zaman ki gibi omzunu omzuma sürtüp, munzurca sırıtıyordu. Kızlarla okul dışında görüşemez olmuştum. Onlarla eğlenmeyi özlemiştim. Tabi sadece kızlar değil ailemle de vakit geçiremiyordum. Bu durumdan tek memnun olduğum şey sürekli Step ile birlikte olmamdı.
"Her yerim morluk içinde kalması dışında güzel gidiyor. En azından hafta sonu hayatta kalabilirim diye düşünüyorum." İçim hiç rahat değildi gene. Beni huzursuz eden bir şeyler vardı.
"Bizde yanında olacağız Gabii, korkma."
"Aynen bebeğim rahatla biraz." Çimenlere oturmuş sohbetimize devam ediyorduk, Melisa omuzlarımı sıkıp bir yandan rahatlamama yardım ediyordu.
"Umarım sakince atlatırım o günü."
"İlk sefer de stres yapman normal mavişim. Son iki dersi ekip kafa dağıtmaya ne dersiniz?" İzy heyecanla ellerini çırpıp bize baktı.
"Güzel fikir bence! Ne dersin Gabriel?" Melisa ve İzy'e kararsızca baktım. Aslında güzel fikirdi, hem beden dersiydi. Çalışmalara ve tabi ki ilk maça katılmadığım için koç beni takımdan çıkarmıştı. Yatakta can çekişirken voleybol takımını umursayacak değildim.
"Pekala, artık takımda olmadığıma göre beden dersini ekmemiz sorun değil." Kızlar gülüp heyecanla beşlik çaktı.
"Lunaparka ne dersiniz?" İzy ile göz göze gelip Melisa'nın fikrini onayladık. Bu arada derse girmemiz gerektiği için ayağa kalkıp öğlene görüşmek için sözleştik.
Koridorda kızlarla ayrılıp sınıfıma yürürken Dyzie'nin sarışın bir kızla birbirlerine düşmanca bakışıp konuştuklarını gördüm. Dyzie'nin nasıl gıcık bir tip olduğunu biliyorum fakat sarışın kızı daha önce hiç görmemiştim kollarını iri göğüslerinin altında bağlamış, gayet küstah bir kraliçe gibi dikleniyordu Dyzie'e. Dyzie ile baş etmek kolay değildir ve kartlarını hep kapalı oynayan biri olduğu için tehlikeli bir düşmandır. Hoş benim umrumda değildi, o her ne kadar benimle uğraşsa bile. Step ağzının payını vermişti ona..
İkisinide umursamayıp sınıfıma girdim. Matematik dersini dikkatli dinlemek için kafamı topladım.
~~~~~~
Arabayı lunaparkın otogarına park ettim. Ben kamyonetim ile kızlar ise İzy'nin arabası ile gelmişti. Yoğun dersler yüzünden başım şişmişti, burada kafa dağıtmak antremandan önce iyi gelecekti. Okul sonrası farklı bir antreman yapacağımızdan bahsetmişti Step. Merakla dersimizi bekliyorum doğrusu. Annemin dediği gibi babamın kızıydım cidden. Bunlar için doğmuştum ben resmen.
Kamyonetimden inip kızların yanına ilerledim. Vermont'da favori yerlerimizden biriydi lunapark. Dev oyuncaklar ve korku tünelleri mükemmeldi.
"İlk hızlı trene binmek istiyorum. Zirve kısmından inmeye bayılıyorum!" İzy heyecanla konuştu. Bu haline kıkırdayıp başımı 'pekala' anlamında salladım.
"Bu sefer korku tünellerine de girelim bebekler! En son girmediniz." Melisa'nın favori oyuncağı ise orasıydı. Benimkisi silah atış yerleri tabiki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCULAR
Viễn tưởng☾ Ruh Serisi 1 ☽ Karanlık her geçen gün artıyordu. Tıpkı masum insanların katliamı arttığı gibi. Saf enerjili varlıkların gücü azaldığı bir dönem doğa ana için ritüel düzenlemişlerdir. Böylece insanlığı koruyan yeni bir ırk doğmuştur. Kurt ırkı.. G...