33.Bölüm

3K 172 29
                                    


Kalın taytımı, kalın siyah kazağımı hızla giyip postallarımı da ayağıma geçirdim. Dün koca Mexi ile antremandan yırtmıştım ama bu gün kapıma dayanan Step yırtamayacağımı göstermişti. Yatağıma oturmuş alayla izleyen gözlerine baygın baygın baktım.

"Korkulacak bir şey yok güzelim. Alt tarafı iki üç kemiğin kırılıcak." Yüzünde ki sırıtış her zaman ki gibi hayran kalmamış sinir olmuştum. Sabahın köründe kaldırdığından beri dalga geçiyordu.

"Alt tarafı iki üç kemik mi?!" Ellerimi belime koymuş 'hanım hanım baksana bana' duruşuyla baktım. Yayvan gülüşü daha da genişledi. Usulca ayağa kalkıp iri bedeniyle karşıma dikildi. Bir geçirse ölüm çıkardı odadan. Ben o adamın karşısında nasıl durayım!

"Kim korkuttu seni. Söyle ağzını kırayım." Anlık olarak karanlık bulutlar geçti gözlerinden.

"Kimse bilmiyor daha, özellikle Liam ve Corden'a söylemedim." Söyleseydim burnumdan getireceklerine eminim. Mısır patlatıp izlemeye bile gelirlerdi. Gece gördüğüm saçma sapan yüzler ile doğru düzgün uyuyamamıştım. Normalde hatırlamadığım kabuslar görürdüm. Ama dün gece farklı olarak daha önce görmediğim, yarım yamalak yüzler görmüştüm. Ardından da karanlık şeritlerle geçen hayali sahneler geçmişti. Hiç birinin ne olduğunu anlamamıştım. Hatırlamaya çalıştıkça başıma ağrılar saplanıyordu.

"Neden gerginsin o zaman." Tek kaşını kaldırıp bedenimi süzdü. "Sancın felan mı var?" Saçlarımı bileğimde ki tokayla bağlarken donup kaldım. Sancı mı? Ne sancısı? Anlamsızca baktım. "Ne sancısı?" Başını yana eğip gözlerini kıstığında akılama fikirler doluştu. Anında yanaklarıma sıcak bastı.

"Hayır!" Cırlayıp kolunu cimdirdim. "Yok öyle bir şey ayrıca gergin felan değilim." Gergin olup olmadığımı bilmiyorum ama kesinlikle özel günüme daha vardı. Bunu ima edeceği vakitleri de mi görecektim tanrım! Yeni öğrendiğim bilgiler yaşadığım hareketli günler artık beni yoruyordu. Kendimi güvende hissetmemeye başlamıştım. Dışarı çıktığım an saldıraya uğrayacakmışım gibi geliyordu. Üstüme binen ağır sorumluluk da şimdiden beni yormuştu. Alfa adayı olmamın yanında ruhani dünyanın liderliği çıkmıştı bir de.

Saniyelik burnunu kırıştırdı. "Pekala." Gözleri halen anlamaya çalışır gibi geziniyordu. Üstüme gelmekte ısrarcıydı. Elini belime koyup kendine çekti. Başımı arkaya atıp yüzünü izledim. Boynum açıkta kalmıştı. "Gece uyuyamıyor gibisin sorun ne güzelim?" Aslında konuşmak istiyordum. Sadece uzun uzun rahatça konuşacağım bir zaman istiyordum. Omuz silkip geniş göğsünü elimle okşadım. "Rahat vakit geçireceğimiz bir zaman dilimi oluşturur musun?" Parmak ucunda yükselip yüzüne yaklaştım. Nefesim dudaklarına karıştı. "Malum şuan kemiklerimin kırılacağı antremana gitmem gerek." Koyulaşmış gözlerini gördüğümde eğlenerek baktım. Dudaklarını dilimle yalayıp geri çekildim. Kalın hırkamı dolabımdan alıp giydim.

"Hadi çıkalım!" Şakıyıp kapıya yürüdüm."Zevkle sana o vakti ayarlarım." Arkamdan tehlikeli sesiyle konuştu. Durumum hakkında onunda bilgisi olduğunu hissediyordum. Bir şeyleri hatırlayıp hatırlamadığımı sormuştu ya da farklı hissedip hissetmediğimi.. Step Walker'dan bahsediyoruz tabi ki haberi olacaktı. Köşkün en alt katına inip tünellerden geçtik. Hırkama sarılıp soğuk havadan korunmaya çalıştım. Diğer kurtlara göre ısım düşüktü, çabuk üşüyordum. Kurt formunu sık sık kullanmaya çalışıyordum ama bir şey değişmiyordu. Isımın daha da düşmediği için seviniyordum. Belimde hissettiğim sıcak eller ile anında kedi gibi sıcağına sığındım. Ceketinin altından kollarımı sokup beline sarıldım. Kolunun altında sıcağındayken kendimi sonsuz güvende hissediyordum.

KORUYUCULARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin