BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)

BŞHKM6

İkili bir süre kahkahalarla güldü,sonra ikisi de ne yaptıklarının farkına varıp yavaşça sessizliğe büründüler.

"O zamanlar yemek yemek benim için bir aşktı,şimdi ne yesem tadı aynı,farketmiyor yani ."

Hamza öylece baktı genç Hanım'ın yüzüne,onu bu denli yıpratan ne olmuştu. Eski yeşil gözlerinden eser kalmamıştı,eski heyecanı yok olmuş yerini yaşayan bir ölü almıştı.
Sonra hissizce düşündü,kötü emellerine ulaşamamanın hüznü vardır dedi.

"Otur yerine,şimdi aşağı inerken bir yerde düşüp bayılacak,başıma bela olacaksın. Ben getiririm."

Zehra o anda tekrar masaya oturdu ve odadan ayrılan Hamza'nın arkasından bakakaldı. Gülüşünü özlemişti Hamza'nın,o kadar güzel gülüyordu ki,ölmek üzere olan bir insana umut veren,solmak üzere olan bir çiçeğe can veren türdendi.

Ali Hamza odadan ayrılır ayrılmaz yine aklını eski günler sarmıştı, hiç gitmiyordu ki aklından gelmiş olsa.
Bir zamanlar yüzüne baktığında içinde cenneti yaşatan kadın,şimdi ızdıraptan başka bir şey vermiyordu.

~🍁🍂~

Sabah olmuştu, ömürden giden bir günün daha başına gelinmişti. Zehra artık oda da durmaktan sıkılmış aşağı inmek istiyordu. Ama başında zebani gibi duran kocasıyla bu pek mümkün durmuyordu.

Sabah namazları kılınmış Ali Hamza okumasını yapmış, Zehra'nın başında bekliyordu.
Elinde ki telefondan başını hiç ayırmıyordu.

"Acaba aşağı inip kahvaltı hazırlasam olmaz mı,yemin ediyorum iyiyim. Hiç birşeyin kalmadı. Lütfen Ali ab..şey Ali"

Zehra içinden milyonlarca kez kendine kızarken,Ali Hamza'nın nasıl tepki vereceğini merakla bekliyordu. Ağız alışkanlığı olmuş bir anda abi deyivermişti.

Hamza ,duyduğu söz karşısında Zehra'nın biraz daha bu oda da kalırsa sinirini daha çok bozacağını düşündü.

"Üzerine adam akıllı bir hırka al. Öyle gel aşağıya "

Zehra sevincini yaşarken aklına henüz hırkalarını getirmediği geldi.

"Ben hırkalarımını henüz getirmedim. Yani kalın bir şeyim çok yok."

Ali başını sinirle salladı ve derin bir nefes verdi. Dolabını açarak üst üste duran kazaklardan siyah boğazlı olanı aldı,dolabın kapaklarını kapattı ve kazağı yatağın üzerine bırakarak odadan ayrıldı.

Zehra hızla kazağı üzerine geçirdi. Neredeyse içinde kaybolacağı kazağın kollarını kendine göre kıvırdı,boyu zaten tunik gibi olmuştu.

Eşarbını düzeltti ve yatağın ucunda turan peluş terlikleri ayağına geçirdi.

Odadan çıktı ve dikkatli adımlarla aşağı indi. Ali Hamza mutfağa inmiş buz dolabını açmış ve içine bakıyordu. Ne yiyecekleri hakkında hiç fikri yoktu. Zehra minik adımlarla mutfağa ulaştı ve tezgahın yanında durdu.
Ali Hamza dolabı kapattı ve kendisini meraklı gözlerle inceleyen karısına döndü.

Ne yiyeceklerini düşünen Zehra öncelikle ocağa çay suyu koydu ve tekrar Hamza'ya döndü.

"Pişi yemek ister misin?"