Veee 10 k olmuş olmanın hatrına çok çok erken gelen bölüm. İyi okumalar güzel insanlar...
Ayrılıkta sevdaya dahil değil miydi?
Ve işte sevda, ayrılık olduğu vakit sevda adını alıyordu..Sabır,azim,emek. İnsanı başarıya götüren bunlar değil midir? İnsanı mutluluğa kavuşturan, yüreğini ferahlatan. İşte başardım dedirten. Ama zordur. Sabretmekte,emek vermekte, azimle çalışmakta... Hepsi zordur.
Yaralar insanı bunlar,yaralar, büyütür. Belki yaşlandırır. Fiziken değil. Ruhen yaşlanmak en acısıdır. Ama başarı,pes ettikten bir adım sonradır. Kısacası önemli olan, düşmek değil,ayağa kalkamamaktır.
Hamza düşmüştü. Ama eğer ayağa kalkmasını bilirse, mutluluğa o an kavuşacaktı.
Zehra bir süre sonra çare kalmadığını anlamış, ağlayarakta olsa üst kata çıkmıştı. Hamza'nın gösterdiği odada kıyafetlerini değiştirecekti. Üstünden çıkardığı kıyafetleri kirli sepetine attıktan sonra odadaki boydan aynanın karşısına geçti. Hali hazırda dümdüz olan karnına elini koydu. Dokunur dokunmaz yüzüne kocaman bir tebessüm yerleştirdi bile.
'Burada,tam burada benden ve sevdiğimden bir parça var' Aklına yaşadıkları geldiği an gözlerini yumdu. Ve yaşlar sıra sıra dizildi yanağına. Neler yaşanmıştı şu iki günde?
Kaçırılmış, Mert'in yaşadığını öğrenmiş, bebeği gelmiş, sevdiği ile boşanacağına karar vermişti. Tabi kocası her ne kadar buna ikna olmak istemese de.
Omuzlarının titremesi ile üşüdüğünü anlayan Zehra,dolaptan aldığı pjama takımını üzerine geçirdi ve birde sırtına kalın bir şal dolayarak aşağı indi.
Mutfakta yemek yapan Hamza,bütün odağını doğradığı sebzelere vermiş, şimdi ne yapacağını düşünüyordu. Zehra'yı resmen alıkoymuştu ve böyle gidemezdi. Onu bir şekilde ikna etmeliydi. Sevdiğine tam kavuşmuşken onu tekrar kaybedemzdi. Hele ki evladını.
Zehra mutfak kapısına yaslandı ve hiç ses çıkarmadan kocasını izlemeye koyuldu. Kocaman elleri ile bıçağı kavrayışı,doğrama tahtasına bakmak için eğdiği uzun boynu. Gerilmiş geniş omuzları. Ve bir ok misali doğradığı sebzelere odakladığı kirpikleri. Ara ara , kendi kendine bir şeyler mırıldanıyor. Dudakları hareket ediyordu.
"Bana tekrar tekrar aşık oluyorsun değil mi?"
Zehra kocasının egosuna göz devirirken omzunu kapıdan ayırdı ve mutfağa girdi. Madem buradan çıkamıyordu,bari kendisine bir kahve yapardı. Çünkü başı ciddi derecede ağrıyordu.
"Bu yaptıkların değil sana aşık olmak,senden daha fazla nefret etmeme sebep oluyor. Beni burada nereye kadar tutacaksın? Elbet vazgeçeceksin."
Zehra'nın emin olarak söylediği sözler, Hamza'nın elindeki bıçağı tezgaha bırakıp karısının ince belinden tutarak tezgaha oturtması ile son buldu.
Zehra ani gelişen olay karşısında dudaklarından küçük bir çığlık firar etti.
Ali Hamza başını karısının boyun girintisine yerleştirdi ve derin bir nefes çekti ciğerlerine. Hatta bir kaç tane varla yok arası öpücük bıraktı. Zehra boynuna batan sakallar ile hem huylanıyor, hemde hoşuna gidiyordu. Şüphesiz bu adamın kokusu onun ağrı kesicisi gibiydi. Yanına yaklaştığı,kokusu burnuna dolduğu an dünyadan soyutlaşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)
Espiritual"Keşke hep çocuk kalsaydın,hep o masum çimen gözlü kız olsaydın." "Ben hala masumum Hamza." "Değilsin,inan öyle olsaydın çoktan kalbimde bir yerin olmuştu." #Namaz1 #Tefekkür1 #Sevap1 #Allah1 #Helal1 #Kuran1 #Ankara1 #İman1 #Hanım1 #Haram1 #Günah...