BŞHKM37

7.1K 358 26
                                    

Ben çok korkuyorum.
Bir gün seni unutmak için uğraşırım diye...
Kavuşmak bu denli zor olmuşken,kaybetmek için çaba sarf etmek... Beni öldürür.


Ey şu aciz gönlüm! Sen ne ara tutuldun bu denli,bir kula?Şimdi kapanması imkansız bir yara bıraktın bana! Çözülmesi zor bir sır,bulunması olanaksız bir arayış. Kaybediyorum,kaybediyoruz bizi.

Genç hanım kucağında öylece hareketsiz duran adamın yüzüne vurmaya, adını seslenmeye devam ediyordu. Karşılığında ise hiçbir tepki alamıyordu. Ali Hamza gözlerini dahi kırpmıyordu. Zehra hızla ayağa kalktı ve üst kata koştu eline aldığı kolonya ile aşağı indi. Koltukta hâlâ hareketsiz yatan kocasının yanına geldi ve eline döktüğü kolonya ile kocasının yüzünü sıvazlamaya,burnuna tutmaya başladı. Kendini hiç bu kadar çaresiz ve yalnız hissetmemişti.

"Ali! Ali lütfen uyan! Nolur?"

Ali Hamza bir kaç dakika sonra gözlerini kırpmaya başladı. Adeta acı çekermişçesine yüzünü buruşturdu. Zehra'nın sesini duyuyordu ama cevap veremeyecek kadar halsiz hissediyordu. Zehra'nın ağlama sesi giderek artınca, karısının yüzündeki elini tuttu ve gözlerini tamamen açtı.
Üzerinde tonlarca ağırlık varmış hissi,onu hareket ettirmiyordu.

"Ali,ne oldu? İyi misin? Burnun neden kanadı?"

Ali derin bir nefes çekti önce ve kısık sesi ile karısının elini tutarak cevap verdi.

"Korkma can parem. Korkma. Şu bir haftadır doğru düzgün uyuyamadım. Birde çok sitresliydim. Büyük ihtimalle o yüzden oldu."

Zehra başını sallayarak onayladı ama hala gözyaşlarına engel olamıyordu. Hamza karısının gözlerine dokundu ve yaşları sildi.

"Tamam,iyiyim artık ağlama."

"Ben çok korktum. Seni de kaybettim zannettim."

Nefesi daralıyordu konuşurken,kaybetme korkusu bütün hücrelerini sarmıştı. Elleri Ali Hamza'nın sakallarına ulaştı ve yavaş yavaş okşadı. Varlığı bu denli güzel hissettirirken, yokluğu ölüm hissi verirdi muhtemelen. Hamza hâlâ kendinde ayağa kalkacak gücü bulamıyordu. Son haftalarda yaşananlar onu ciddi derecede etkilemişti.

"Sakin ol Durum. Ağlama can yarım. Sadece çok yoruldum. Söyledim ya."

Zehra olumlu anlamda başını sallasada hâlâ sakinleşemiyordu. Ellerini kocasının yüzümden ayırmazken aklına gelen ile ayağa kalktı ve mutfağa koştu. Eline bir bardak su alarak salona geçti. Bardağı sehpaya bıraktı ve kocasına döndü. Omzuna eline koyarak destek verdi ve yavaşça oturur vaziyete getirdi. Sırtına yastık koydu ve saçlarını sıvazladı. Hâlâ endişeliydi. Sehpadaki bardağı aldı ve kocasına verdi. Hamza sakin tavırlarla suyu içti,bardağı bırakmak için eğildiğinde Zehra ondan önce davrandı ve bardağı elinden aldı.

"İyi misin?"

Hamza olumlu anlamda başını salladı ve karısının elini tutarak dudaklarına götürdü. Avuç içine derin bir öpücük bıraktı.

"Merak etme,iyiyim ben. Sadece yoruldum. Biraz yordun beni küçüğüm."

Zehra üzerine yüklenen suçluluk duygusu ile koltuğa sindi ve başını kocasının boyun girintisine yerleştirdi. Önce içine derin bir nefes çekti ve sonrasında ellerini kocasının sakallarına çıkardı.

BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin