Geçen iki gün Zehra ve Hamza için her ne kadar sorunsuz olsada,Fidan için aynı şeyi söylemek imkansızdı. Sevdiği adam her daim yanı başındayken nefes alış verişi bile daralıyordu.
"Sen ne diyorsun Fidan?"
Fidan daha kendisine yöneltilen sorunun ne olduğunu bilmezken,boş bakışlarla annesine baktı.
Kızının boş bakışlarını farkeden Nurcan hanım sorusunu yineledi.
"Sen bizi dinlemiyor musun kızım? Sana bir şey soruyorum."
"Kusura bakma anne gözüm dalmış,tekrar söyler misin?"
Nurcan hanım iki gündür kızının dalgın hallerinin farkındaydı ama bunun sebebini bir türlü çözemiyordu.
"Biz diyoruz ki,hani bizim eski mahallede bir Nebahat hanım vardı,birde onun kızı Şeyma, işte o kız nasıl birisi,seninle iyi anlaşırdı. Aranızda iyiydi diye biliyorum. Yani nasıl kız,iyi biri mi?
Fidan annesinin sorularına anlam veremezken,aklına gelenleri söyledi.
"Yani Şeyma iyi kız,güzel huylu,çok sakin tavırlı birisidir. Ama siz neden soruyorsunuz ki?"
Nurcan hanım ve Cemile hanım birbirine bakarak gülümsedi.
"Biz diyoruz ki bu Şeyma'yı bizim Murat'a isteyelim kızım."
Cemile hanım sözünü bitirir bitirmez,Fidan kıpkırmızı olmuş ne diyeceğini şaşırmıştı. Sevdiği adama isteyecekleri kızı ona soruyorlardı değil mi?
Doğru ya kimse biliyordu onun Murat'ı sevdiğini.
Her ne kadar gözleri dolsada belli etmemek için yönünü başka tarafa döndü,tabi bu sırada salonda yankılanan gür ses kadınları ürküttü.
"Bak anacım,sana kaçıncı söyleyişim bilmiyorum. Ama daha fazla bu konuyu konuşup ne senin,ne de Nurcan teyzemin kalbini kırmak istemiyorum. Artık evlenmek diye bir şey yok benim için bitti anne duyuyor musun beni? Bitti! Ben bütün aşkımı da sevdamı da ailemi de toprağa gömdüm. Bana sevda haram anacım gayrı. Lütfen bir daha duymak istemiyorum. Fidan'ı da böyle konularda sıkıştırıp durmayın. Yeter artık."
Murat konuşması ile net tavrını orataya koymuş arkasına dahi bakmadan öylece salondan ayrılmıştı.
Fidan şimdi sevinsin mi yoksa daha mı fazla üzülsün kafası karışıktı. Evlenmem demişti sevdiği adam. Ama kimseyle evlenmem demişti.
Bir parça onunla olma ihtimali varsa,az önce öldürüp yok etmişti bu ihtimali sevdiği adam.
Gözüne dolan yaşlar akmak için yer ararken hızla oturduğu koltuktan kalktı ve balkona çıktı. Etrafta kimse olmadığını anladığı an yüksek sesle ağlamaya başladı.
' Nereden dönmüştü bu adam! Unutmuştu işte Fidan onu. En azından saklamıştı yüreğine,şimdi gün yüzüne çıkmasına ne gerek vardı? '
Ağlamanın şiddeti ile daha çok sarsıldı omuzları ve daha çok yıprandı kalbi.
Bir süre sonra omuzunda hissettiği parmaklar ile arkasına döndü. Meraklı gözlerle kendisine bakan Murat'ı görmeyi beklemiyordu tabikide.
"İyi misin Fidan? Bu ne hal, seni ne üzdü de ela gözlerin kan yuvasına döndü?"
Sebep sensin diyemedi Fidan,daha çabuk o ağladı daha çok yandı gözleri.
"Önemli bir şey değil abi."
"Ne demek önemli değil Fidan ağlamaktan nefesin kesiliyor neredeyse. Eğer sebebi her neyse söylemezsen annene gideceğim haberin olsun."
Ayağa kalkmak için yeltenen Murat'ın kolunu Fidan hızla tuttu. Daha sonra ne yaptığını farkedip utana sıkıla bıraktı kolunu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)
Espiritual"Keşke hep çocuk kalsaydın,hep o masum çimen gözlü kız olsaydın." "Ben hala masumum Hamza." "Değilsin,inan öyle olsaydın çoktan kalbimde bir yerin olmuştu." #Namaz1 #Tefekkür1 #Sevap1 #Allah1 #Helal1 #Kuran1 #Ankara1 #İman1 #Hanım1 #Haram1 #Günah...