BŞHKM18

8.4K 456 12
                                    

Güneş çoktan tepedeki yerini almıştı. Hava her zamankinden daha güneşli ve açıktı. Kuş sesleri açık pencereden içeri adeta şölen tadında yayılıyordu.Zehra bir kaç gündür olduğu gibi yine kocaman camın önünde durmuş, ormanı seyre dalmıştı. İçi biraz buruktu hani, şu güzel yerden ayrılacağı için.

Bugün eve dönüyorlardı. Hamza sabah erkenden hastaneye gitmişti bile. Bugün izni bitmişti ve artık göreve dönmek zorundaydı.
Neredeyse yok denecek kadar az diyalog geçmişti aralarında. Ne o Hamza'nın yüzüne bakmış ne de Hamza konuşma çabasına girmişti. Bu böyle nereye kadar gider kimse bilmiyordu. Ama bundan sonra Zehra da sessiz kalmayacaktı artık.

Kapı tıklandığı an Zehra arkasına döndü.

"Gel."

Fidan başını kapıdan içeri soktu ve camın önünde kendisine bakan yengesine seslendi.

"Zehra hazır mısın? Babam çıkalım artık diyor."

Zehra yatağın üzerinde duran küçük valizini eline aldı ve kapıya yöneldi.

"Hazırım Fidan abla. Gidelim."

İki genç kız aynı sakinlikle aşağı indi. Yaklaşık on dakika içinde toparlanan ev ahalisi sonunda evin yolunu tutmuştu.

Zehra biraz tuhaf hissediyordu aslında. İlk defa kocası yanında olmayan bir gün geçirecekti. İtiraf edemese de kocası ile didişirken bile zamanın daha hızlı geçtiği aşikardı.

Yarım saatlik süre zarfında eve ulaşan KARA ailesi birer birer odasına çekildi. Sanki bu kısacık haftasonu kaçamağı herkesi yormuş gibiydi.

Zehra da herkes gibi odasına çekilmişti. Hareketli geçen haftasonundan sonra bu sakinlik ona da iyi geldi. Önce ılık bir duş aldı,sonra telefonunu kaptığı gibi en
yakın arkadaşını aradı.

İkinci çalıştan sonra açılan telefonda Zehra'yı pozitif bir ses karşıladı.

"Selamünaleyküm kardeşlerin bir tanesi."

Zehra kendisinin aksine bu denli hayat enerjisi olan bu kıza her defasında hayran kalıyordu.

"Aleykümselam. Nasılsın?"

"Ben iyiyim de senin sesin pek iyi gelmiyor."

Zehra biraz daha sesini yükselterek cevap verdi. Şimdi yaşananları tekrar birine anlatıp hatırlamak istemiyordu.

"İyiyim be Fadimem. Evde canım sıkıldı seni bir arayayım dedim."

Fadime inanmamıştı tabiki de buna. Kaç yıllık arkadaşıydı,belli morali bir şeye bozulmuştu. Ama madem şu an anlatmak istemiyordu,kapalı kalamalıydı konu.

"E hadi madem öyle olsun. Eee napıyorsun peki?"

"Hiçbir şey. Yalnız başıma öyle odada oturuyorum. Aklıma seni aramak geldi aradım. Sen napiyorsun."

"Hayret,nasıl aklına geldim Zehra Hanım. Şu ara kocanızla olan muhabbetinizden beni çoktan unuttunuz."

Zehra içinden'yaaaa ne muhabbet ama' dese de bunu dışına yansıtmadı.

"Hiçte bile kızım,insan kardeşini unutur mu? Sadece eskisi kadar müsait olamıyorum diyelim."

"Doğru tabi kızım,sen biz gibi okullarda sürünmüyorsun. Gelin oldun gittin."

İşte bu cümle biraz yaralamıştı Zehra'yı. Okul kelimesini her duyduğunda hüzne bulamıyordu içi. Tabi arada oluşan sesszilikle Fadime de kırdığı potun farkına vardı.

"Ben öyle demek istemedim. Zehra özür dilerim."

"Saçmalama kırılmadım tabiki de. Hem sana bu konuyla alakalı sok olacağın bir şey söyleyeceğim."

BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin