♥Z,H♥Aylardan ekim,günlerden pazar. Havada hafif bir soğukluk var tepedeki güneşe inat. Ekim habercisi gibi kışın. Birde Ankaranın soğuk ayazını kattık mı işin işine gayrı bu vakitten sonra sıcak havaları beklemek pek mümkün değil. İki genç,iki ümit, sessizce yolda akıp giden arabanın içinde kendi sessizliklerine boğulmuştu. Birisi dışarıyı meraklı gözlerle seyre dalmış. Diğeri hissizce yola bakıyordu. Konuşulacak o kadar çok şey vardı ki ama konuşmaya lüzum yoktu. Söylenecek çok şey vardı ama vakti vardı. Sessizlik uçsuz bucaksız bir denizse onlar çoktan içinde kaybolmuştu.
Genç hanım üzerindeki beyaz gelinliğin ağırlığını taşıyamayacak hale gelmişti,sabahtan beri üzerinde duran gelinlik vücudunun her bir tarafında ağrılara sebep olmuştu,sadece gelinlik değil ayağındaki ayakkabılar ayağını öyle bir sarmıştı ki bir daha yürüyemezmiş hissi veriyordu. Nereye gittiklerine, ne zaman ulaşacaklarına dair hiçbir bilgisi yoktu. Öyle bir bilinmezlik vardı ki aklında,ne yapacağını ve nasıl davranması gerektiğini tamamen şaşırmıştı. Şimdi ne güzel olurdu evinde olsa,babsının dizinin dibine yatsa, babasıda sessizce ve şevkatle kızının saçlarını okşasa. Genç hanımın aklında yer edinen düşüncelerle gözünden bir damla yaş firar edivermişti. Babası... Ahh,merhamet sahibi babası ,ne de güzel bakardı kızının gözlerine, sanki kırılmasından korkan değerli bir mücevhermiş gibi.
Genç adam da kızdan farksın değildi bundan sonra ne olurdu, nasıl olurdu. Aynadan genç hanımın kızarmış gözlerini gördü. Neden ağlamıştı şimdi,ters giden neydi? Evliliği kabul eden kendisi değil miydi? Şimdi neden ağlıyordu? Öyle ya sormalıydı bunu ona ,kabul etmişti şimdi neden ağlıyordu?
"Neden kabul ettin?" Genç hanım yaşlı gözlerini nihayet dışarıdan ayırmış kucağında birleştirdiği kınalı ellerine bakmıştı. Yüzüne bakamazdı,gözlerini gözleriyle birleştiremezdi buna cesareti yoktu. Sorduğu soruya gelince,daha cevabını kendine bile verememişken nasıl dillendirecekti, nasıl söyleyecekti? Derin bir nefes çekti önce ciğerlerine ve soruyu lehine çevirdi. "Sen neden teklif yolladın?"
Ali Hamza zehir yeşili gözlerini bir anlığına kapatmış,gaza daha fazla yüklenmişti,muhtemelen sorduğu soruya karşın sorulan soru onu da derinden yaralamıştı. Dreksiyonu öyle bir sıkmıştı ki parmak boğumları beyazlamıştı. Genç hanım tedirgin oldu,onu bu kadar sinirlendirecek ne sormuştu ki. Bundan sonra ne elindeki kınasına bakan gelin konuştu ne de kafasında ki sorulara cevap bulabilen damat. Öylece geçti zaman,kimse konuşmadan.Nihayet geçen yarım saatin ardından bir eve gelmişlerdi. Genç adam tanıdık eve giriş yaparken, taze gelin aksine çevrenin ve evin yabancılığını meraklı gözlerle inceledi. İki katlı çokta eski sayılmayan bir evdi burası. Anlaşılan mahalleden taşındıktan sonra yerleştikleri ev burası idi. Geniş bahçesi ve bahçedeki küçük klübesi ile tuhaf gözüküyordu. Arabayı park eden adam hızla indi ve genç hanımı araba da öylece bırakıp kapıyı açmaya koyuldu. Genç kız şaşkınlıkla ne yapacağını şaşırdı ve arabadan inen kocasını inceledi, uzun boyu her zaman ki gibi heybetliydi ,aradan geçen yıllarda biraz kilo almıştı, önceki gibi değildi. Değişen sanki sadece kilosu değildi, bu adam merhametini ve sevgisini de kaybetmiş gibiydi.
Genç hanım daha fazla burada beklemenin anlamsız olduğunu düşündü ve arabadan indi, ayaklarının üzerine basar basmaz ayaklarındaki ağrı ve acı yerini belli etti. Küçük adımlarla sızlana sızlana kapıya doğru yaklaştı. Genç adam bu arada kapıyı açmış kapı önünde gelininin gelmesini bekliyordu. Kız kapının önüne geldiğinde Ali Hamza eliyle yavaşça içeriye buyur etti. Genç hanım sağ ayağını öne atarak içeriye geçti zorda olsa eğilerek ayakkabılarını çıkardı ve ayakkabılığa bıraktı. Genç adam kapıyı kapatarak içeriye geçti ve ayakkabılarını çıkararak Zehra'nın ayakkabılarının yanına iliştirdi. Zehra,yeşil gözlerini evin her bir tarafında gezdirdi girişte geniş bir salon tam karşıda birbirine doğru bakan iki oda. Hemen sol tarafta ise kapısı açık olan mutfak bulunuyordu. Genç Hanımın incelemesi kocasının kulaklarına gelen sesi ile son buldu.Ali Hamza Bu sefer Zehra'yı merdivenlere yönlendirdi ve yavaşta ikinci kata çıkmaya başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)
Spiritual"Keşke hep çocuk kalsaydın,hep o masum çimen gözlü kız olsaydın." "Ben hala masumum Hamza." "Değilsin,inan öyle olsaydın çoktan kalbimde bir yerin olmuştu." #Namaz1 #Tefekkür1 #Sevap1 #Allah1 #Helal1 #Kuran1 #Ankara1 #İman1 #Hanım1 #Haram1 #Günah...