BŞHKM43

5.2K 251 18
                                    

Endişe bir yağmur edasıyla usul usul yağar ruhuma. Ve ruhum bir toprak gibi usul usul kabul eder bağrına.

Endişenin kaynağı korku mudur? Yoksa korku endişeyi peşinde sürükleyen bir kral mı? Evet şimdi bunu tartışmanın hiç zamanı değildi. Yanı başında endişeli gözlerle kendisine bakan bir kadın ve kendisine ne olduğunu bilmese bile kötü olduğunu hissettiği bir kardeşi vardı. Arabayı son hız hastaneye süren Ali Hamza'nın damarlarında yer edinen tek his endişeydi. Kardeşi ile nerdeyse bir aydır hiç görüşmemişti. O aileden birisiyle evlenecek olmasını kabul edemiyordu. Bu durum onu kırgınlığa uğratmış kardeşi ile arasına gereksiz bir mesafe bırakmıştı. Ama şimdi içinden kendine sayısız hakaretler savuruyor,bu çocukça tavrına anlam veremiyordu. Küçük karısının gözleri dolu dolu olmuş çoktan yaşlar uğruna kurban olacağı yeşil gözlerinden akmaya başlamıştı bile.
"Zehram,çiçek yüzlüm ağlama olur mu? Bak gidiyoruz işte. Ben inanıyorum kardeşim, kardeşimiz gayet iyi sakin ol."

Zehra her ne kadar başını onaylar anlamda sallasada yüreğindeki burukluk ve kalbindeki endişe geçmiyordu. Ya kardeşim,ablam dediği kıza bir şey olduysa. Hele ki kocası kardeşine bu denli kırgınken.
Sessizliğin, endişenin ve göz yaşının sahiplik ettiği yol her ne kadar bitmek bilmese de sonunda hastaneye gelmişlerdi.
Ali Hamza önde karısı hemen bir adım arkasında hızlı hızlı yürüyorlardı. Acil'in olduğu kısma geldiklerinde Zehra kayınvalidesini görür görmez koşarak sarıldı. Hamza ise kardeşinin nerede muayene edildiğini öğrenerek hızla oraya gitti. Perdeler ile bölünmüş yataklar arasında Murat'ı görür görmez aniden kan beynine sıçramıştı lakin şuan tartışmanın ne yeri ne de zamanıydı. Hemen perdeyi açarak kardeşinin yanına geldi. Fidan solgun yüzü ve kapalı bilinci ile yatakta küçücük kalmış bir vaziyette yatıyordu.

Muayene eden doktor Başhekimini görür görmez geri çekildi ve başını saygı ile öne eğdi.

"Nesi var?"

" Yemek yerken aniden bayılmış. Geldiğinde bilinci kapalıydı,bizde uğraştık ama uyandırmayıyoruz. İlaç koklatacağız hocam. Vücut kendini kilitlemişti geldiğinde dişleri sımsıkı kapalıydı nefes zorluğu yaşıyordu."

Ali Hamza kardeşinin gözlerine baktı ve nefes alış verişini kontrol etti. Şu anda çok büyük bir sorun var gibi gözükmüyordu.

"İlacı koklatın. Uyanınca da bana haber edin."

Hamza hızla dışarı çıktığında Murat önünü kesti. Endişeli gözlerle Hamza ya baktı.

"O iyi mi Hamza?"

Hamza memnuniyetsizsiz bir şekilde başı ile onayladı Murat'ı. Şu an hiç çekmeyecekti onu.

İleride yaşlı gözlerle oturan karısı ve annesinin yanına geldi. Babası da hızla oğluna yaklaştı ve vereceği cevabı merakla bekledi.
"Fidan iyi annecim biraz sonra uyanacak inşallah. Korkma artık."

Nurcan hanım hemen yanındaki kocasına sımsıkı sarıldı ve şükür nidaları dökülmeye başladı dilinden.

Zehra da kocasının yanına gelerek koluna sarıldı ve başını yasladı.

Hamza aniden gözünün kararması ile koluna sarılan karısına tutundu ve görüşünün netleşmesini bekledi. Bu baş dönmeleri burun kanamaları hayra alamet değildi. Hastaneye gelmişken bir kan verse hiç fena olmazdı.

BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin