BŞHKM14

8.3K 446 21
                                    

Karanlığında bir rengi vardır değil mi? Ama bilindiği üzere siyah değil. Sen ne renk görmek istersen o renge bürünen bir karanlık. Mesela Zehra'nın karanlığı hep yeşil renk olmuştu. Koyu yeşil. Sevdasının yeşilleri onun karanlığının tek rengiydi. Şimdi ise korkusuzca gözlerini karanlığına çevirmiş. Kocasının dudakları üzerinde asılı duran dudakları hareketsiz duruyordu.

Hamza şaşkın mıydı? Hemde sonuna kadar. Kırk yıl düşünse daha gözlerinin içine bakamayan bu kadının,kendisini öpeceği aklının ucundan geçmezdi. Şimdi yavaşça karısının çenesinde duran ellerini kadının yüzüne doğru çıkardı. Parmaklarına değen ıslaklık az önce gözyaşı döken karısına aitti. Şimdi herşey bir kenara bırakılmış,iki genç arzularına teslim olmuştu. Hamza elinin birini karısının yüzünde dururken diğer elini kadının beline indirdi ve geceliğinin altından çıplak beline dokunarak kendisine iyice çekti.

Beline temas eden parmaklar Zehra'yı titretirken aniden geri çekilmek istedi. Taki kocası belinden sıkı sıkı tutup dudaklarını hareket ettirenedek.

Hamza şu bir kaç dakika da her şeyi düşünmüştü. Belki de karısının ona sunduğu öpücük bir aşk öpücüğü değildi. Ama Allah şahit bu kadın onun helaliydi ve kendisine bu şekilde gelen karısına karşılık vermiş olmak hiçte sorun teşkil etmiyordu.

Hamza geçen seferin aksine karısının dudaklarını hırsla öpüyordu. Buna karşın tepkisiz kalan karısı sinirlerini bozmuştu.

"Madem bir cesaret ettin. Arkasında dur kadın."

Bu sözün ardından Zehra cesaret buldu ve kocasına karşılık verdi. İkili nefessiz kalıncayadek birbirlerine nefes oldu.

Zehra daha fazla dayanamadı ve dudaklarını ayırdı. Aynı zamanda nefes nefese olan Hamza alnını karısının alnına yasladı ve gözlerini kapatarak anı yaşadı.

Her ikiside şu yaşananlara anlam veremese de konuşmama taraftarıydılar. Hamza bir çırpıda karısını kucağına aldı ve yatağa bıraktı. Ardından kendisidr yatağa geçerek kafasını karısının boyun girintisine yerleştirdi.

"Şimdi sadece susalım ve sen benim saçlarımı karıştır."

Zehra her ne kadar şaşkın olsa da konuşmaktansa bu halde durmak daha iyidir diyerek,ince uzun parmaklarını kocasının siyah saçlarına daldırdı. Şuan yaşadığı hisler her ne kadar yabancı olsada ona iyi hissettiriyordu.

Hamza bir elini karısının beline doladı ve karısının kokusunu içine çeke çeke belkide aylardır ilk defa huzurlu bir uyku uyudu.

'π'π'π'π'π'π'π'π'π'π'π'π'π'π'

"Abi müsait misiniz?"

Odanın dışından gelen ses genç çifti zorda olsa uyandırdı.

"Abi kahvaltı hazır sizi bekliyoruz."

Hamza bir süre sonra durumu idrak edip cevapladı.

"Tamam Fidan siz başlayın biz geliyoruz."

İki genç öyle derin bir uyku çekmişti ki sabah namazına dahi uyanamamıştı. Hamza başını karısının göğsünden kaldırdı ve hızla yataktan çıktı.

Lavaboya giden kocasını arkasından süzen Zehra ayağa kalktı ve valizini eline aldı. Kocasına nasıl davranması gerektiği konusunda endişeleri vardı. Daha doğrusu dün geceden sonra kocası ona nasıl davranacak merak ediyordu.

Çantasından beyaz tunik ve beyaz eteğini alarak ayağa kalktı. Bir çırpıda üzerini değiştirdi ve camı açmaya gitti. Zaten ormana bakan cam sabah gün doğumuyla daha bir guzelleşmişti. Camı açtı ve temiz havayı ciğerlerine çekti. Kocası banyodan çıkmadan kot pantolonunu ve siyah tişörtünü yatağın üzerine bıraktı. Bir kaç dakika sonra Hamza banyodan çıktı ve karısı ile hiç göz teması kurmadan yatakta hazır duran kıyafetlerine odaklandı.

BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin