BŞHKM31

7.7K 410 51
                                    


Her şey tamam dersin, hayatım güzel, yaşamak güzel.
Sonra bir şey olur ve her şey altüst oluverir...

Her şey durmuştu Hamza için. Zaman ve mekan kavramını yitirmişti. Belki atıyordu kalbi ama,ne yöne...
Sevdiği, sevdiğinin kollarına sığınmış ona da uzaktan öylece bakmak biçilmişti. Sevda bir denizse,Hamza çoktan alabora olmuştu bile. Kelimelere sığdıramadığı aşkı, yüreğini de bir toz bulutu etmiş. Geride koca bir enkaz bırakarak gitmişti.

Gözü seğriyordu ve olağanca yüksek sesi ile bağırdı.

"Bırak karımı,dokunma lan ona!"

Mert, Hamza'nın tavrına göz devirirken, bayılmak üzere olan Zehra'yı kollarından tutmuştu.

"Gerizekalı herif,Zehra bayılıyor. Çabuk gel buraya."

Hamza durumu farkeder etmez hızla yanlarına koştu ve Zehra'nın kucağına düşmesi saniyeler almıştı.

Cebindeki araba anahtarını hızla Mert'e verdi.

"Git çabuk arabayı çalıştır. Acele et."

Mert önden koşarak çıktı depodan ve arabayı çalıştırdı.

Ardından Hamza kucağında karısı ile arka koltuğa geçti ve hızla hastaneye doğru yola çıktılar.

Hamza bir türlü ses vermeyen karısı için giderek endişeleniyordu. Bir yandan da bütün bunların sebebi olan adama laf sayıyordu.

"Ne halt yemeye çıktın geldin. Ölmediysen bile hangi cehennemde isen orada kalsaydın. Senin yüzünden karıma bir şey olursa bu sefer o saklandığın delik bile kurtarmaz seni."

Mert, Hamza'nın sinirinin farkındaydı ve Zehra'ya olan aşkınında. Her ne kadar zor olsa da bir an önce Zehra'yı hastaneye yetiştirebilmek için sessiz kalmayı tercih etti ve gaza daha çok yüklendi.

Bir süre sonra Hamza'nın çalıştığı hastaneye geldiklerinde Hamza, Zehra'yı tekrar kucağına aldı ve acile taşıdı.

"Mehmet çabuk Zehra ile ilgilenin. Bulduğumuzda bilinci açıktı,yaklaşık yirmi dakikadır sesli yanıt alamıyorum. Göz reflexi normal. Ama uyanmıyor."

Mehmet bey,acil doktoruydu ve gelenin başhekimleri Hamza olduğunu görünce o da strese girmişti. Hızla Zehra'yı yatağa yatırdılar ve çevresini boşaltıp perdelerle kapattılar.

Hamza da dışarı çıktığı sıra Mert'i görünce siniri daha da çoğalmış ve hızla yakalarına yapışmıştı.

"Sen ne şerefsiz adamsın be,hadi bekarken gözün vardı Zehrada şimdi bu hareketler ne it herif. O benim karım. Benim. Duydun mu beni! Uzak duracaksın ondan, yaklaşmayacaksın."

En sonunda burnuna geçirdiği yumruk ile hastanenin beyaz fayansına Mert'in burnundan kan boşalmaya başladı. Etraftaki insanlar olanları şaşkın bir şekilde izliyor,kavga eden ikiliyi ayırma çabasına girmiyorlardı.

Mert kendine gelir gelmez, Hamza'ya sarıldı ve yüzüne güçlü bir yumruk geçirdi. Şimdi ise Hamza patlayan dudağını tutuyordu.

Sonunda ikilinin yanına gelen hastane güvenliği birbirinin yakasına yapışan Hamza ve Mert'i ayırdı.

Herkes şok olmuş bir şekilde olan biteni izliyordu. Hastane de belli bir statüye sahip olan Hamza çevredeki doktor ve hemşirelerin göz hapsine alınmıştı.

Kenarda burnuna tampon yapılan Mert'e döndü ve hiddetle konuştu.

"Defol git buradan,hangi cehennemde isen oraya dön."

BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin