BŞHKM40

6.4K 319 22
                                    

Beyzaozturk2222'e ithafen...

"O elindekini yavaşça yerine bırak."

Zehra avucuna doldurduğu un ile yavaş yavaş kocasına yaklaşıyordu. Yaklaşık iki dakika önce kocası ona kilo aldığını söylemek cüretinde bulunmuş ve sanki tatlıymış gibi birde burnuna un sürmüştü. Şimdi ise bedel ödeme vaktiydi.

"Hiç boşuna yalvarma sevgili kocam,bana kilo almışsın dedin. Bana ya,banaaa. Karına. Çocuğunun annesine."

Hamza küçük adımlarla geri geri giderken, Zehra kocasına yaklaşmaya devam ediyordu. Elindeki unu tamamıyla kocasının üstüne boca etti. Hamza kaşlarını olabildiğince çatmıştı ve Zehra şimdi bir an önce mutfaktan uzaklaşmak niyetindeydi. Çaktırmadan mutfak kapısına yöneldiği sırada kocası aniden koluna yapıştı ve tekrar içeri çekti. Zehra anın verdiği heyecan ve biraz da tatlı telaşıyla ayağını kapının kenarına vurdu ve bir anda iki büklüm oldu.
"Aaah!"

Hamza ne olduğuna bir anlığına anlam veremeyerek karısına baktı.

"Zehra! Zehra noldu?"

Zehra tek ayak üstünde zıplamaya diğer ayağını ovuşturmaya başladı. Hamza, Zehra'nın ayağını tuttuğunu görünce kapıya çarptığını anlamıştı.

"Allah işte, Rabb'im görüyor. Kocaya itaatsizlik böyle cezanlandırılır."

Hamza hem için için gülüyor hemde karısının ciddi bir şeyi olup olmadığını anlamaya çalışıyordu.

"E hadi gene insaflı adamım vesselam. Zaten hamuru yoğurdun. Geç otur kıyma içini ben hazırlarım."

Zehra oflaya puflaya mutfak masasına geçti ve kocasını izlemeye koyuldu. Geniş omuzları,kocaman elleri ile bıçağı kavrayışı, damarlı kolları ile yakışıklı adamdı vesselam.

"Anlıyorum, bakmalara doyamıyorsun bana ama biraz daha incelersen endişeden elimi keseceğim."

Zehra anın verdiği utanç ile yerin dibine girmeyi yeğledi,verecek cevabı olmadığından sessizce başını önüne eğdi ve ayağının ağrısının geçmesini bekledi. Hamza kıymayı tavaya koyduğu vakit mutfakta yükselen koku, Zehra'nın midesini çoktan kaldırmıştı. Ayağının acısını unutup koşar adım banyoya gitti.

Sanırım artık o böreği yiyemezdi. Hamza ocağın altını kısarak aceleyle karısının arkasından gitti. Banyo kapısını tıklayıp konuştu.

"Zehra, Zehra iyi misin?"

Bir kaç dakika sonra içeriden çıkan Zehra'nın göz altları morarmış,ten rengi daha bir sarı halini almıştı. Kapıdan çıkar çıkmaz ayaklarının mecali kalmamış kendini kocasının kollarına bırakıvermişti. Hamza endişe ile karısını kucağında biraz daha sabitledi ve salondaki koltuğa götürdü.

"Başhekim, benim ne börek yiyecek ne de yapacak halim kalmadı. Kusura bakma."

Ali Hamza birde bunu mu düşünüyorsun dercesine sinirle çevirdi boynunu.

"Sen burada dinlen ben mutfak kapısını kapatıp hallederim. Birşeye ihtiyacın olursa seslen. Ayağa kalkma."

Zehra tama anlamında başını salladı ve Hamza mutfağa doğru yol aldı.

π'π'π'π'π'π'π'π'π'π'π'π'π'π'π

Fidan avuçlarında biriken ter damlacıklarını bilmem kaçıncı kez eteğine sürdü ve derin bir nefes aldı. Biraz sonra Murat ve imam gelecek imam nikahları kıyılacaktı. Düğün alışverişi vesaire gibi durumlar için sürekli yan yana olacaklarından dolayı hem aile büyükleri hemde genç çift imam nikahının düğünden önce kıyılması taraftarıydı. Ama Fidan bu heyecana dayanabilecek mi emin değildi.

BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin