Hazır değilim...
Seni unutmaya,senden nefret etmeye,sana dair ne varsa yok saymaya...
Ama en çokta seni görmezden gelmeye...
Hazır değilim...kimi insanlar bir sevdanın peşinden koşarlar
tıpkı saklambaç oynar gibi
o saklanır sen peşinde olursun o kaçar sen yorulursun
o vardır sende ama sen yoksundur onda
sen ona yaşarsın o başkasına
sen ona ölürsün o başkasına
sen ona gülersin o başkasına
sonra bir girdabın içinde yuvarlanıp gidersin
sonra sıkılırsın galiba bende sıkıldım
herşey kadar herkes kadar SEN KADAR
bazen zaman ilaç olmaz yaralarına
olamaz engebeli yollarda
kösteklene kösteklene ilerlersin
kimi canın yanar kimi sen yanarsın
birgün bitecek sanırsınbir umutla yaşarsın
sonra bakarsın herşey boşmuş ve
yorulursun galiba bende yoruldum
herşey kadar herkes kadar SEN KADAR
kendini herşeyin akışına bırakırsın zamana bırakırsın
var olmuşluğa yok olmuşluğa bırakırsın
ve yalnız kalırsın bir müddet sonra unutmayı denersin
yok öyle unuturum deyince unutamazsın yapamazsın
toplum içindeyken bile yalnız kalırsın
sonra yavaş yavaş yok olmaya başlarsın
galiba bende yok oldum
herşey kadar herkes kadar SEN KADAR
kim olduğunu anlayamazsın ben kimim dersin
ben neyim nerdeyim ben onun neyiyim
o senin herşeyindirama sen onun hiç bişeyisin
anlarsın ama yanarsın o olmadan yiyemezsin içemezsin
ama harbi sevdin ondan gidemezsin
ve bitersin galiba bende bittim
herşey kadar herkes kadar SEN KADAR
sonra o olmadan yaşamının anlamsız olduğunu düşünürsün
o olmadan ben kimim dersin
aşk olmadan sen bir hiçsin peki ne yapacaksın
şimdi unuturum desen yapamazsın
giderim desen gidemezsin yeni bir aşk desen diyemezsin
hayata boyun eğersin
bir müddet sonra ölürsün galiba bende öldüm
herşey kadar herkes kadar SEN KADAR.....HİKMET ERTAŞ.
O dakikadan sonra,ne genç hanım daha fazla salonda kalmış,ne de genç adam karısının peşinden gitmişti. İkisinin kafalarını dinlemeye ihtiyaçları vardı. Hemde hiç olmadığı kadar...
Aralarındaki bağ ciddi bir şekilde sarsılmıştı. Hırpalanmış,hatta yara almıştı. Şimdi bunu iyileştirmek ciddi zaman istiyordu. Hamza çabalamaya,savaşmaya hazırdı. Lakin Zehra,bu savaşa dahil olamayacak kadar yorulmuştu.Aşk,bir yaz yağmuru gibidir. Hiç ummadığın anda,hiç beklemediğin bir zamanda başlar. Ve yine aniden elinden kayıp gidebilir. Tek bir şey değişmez,o da geride bıraktığı toprak kokusu. Kısaca anılardır. Şimdi Hamza elinde sadece toprak kokusu ile kalmaya hiç niyetli değildi. O, yağmurun kendisini istiyordu.
Zehra uzun uğraşlar sonucu gözündeki yaşlar kurumadan uykuya daldı. Hamza içinse durum farksızdı,sabaha kadar kahve içmek ve dua etmekle gün aymıştı. Ve Hamza kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçti. Ne yapacağı hakkında pek fikri yoktu. Aslında canı bir şeyler yemekte istemiyordu ama karısının yemesi şarttı. Kolları sıvadı ve önce ocağa çay koydu. Daha sonra tost yapma fikri ile dolabın kapağını açtı.
Genç hanım sabah namazına kalkmış,aşağı kata hiç inmemişti,gelen sesler kocasının uyumadığının habericisiydi. Namzadan sonra tekrar yatağa uzandı ve gözlerini tavana sabitledi. Nereye kadar böyle gidecekti? Kocası onu daha fazla nasıl hapsedecekti?
Eli iki gündür olduğu gibi yine karnına gitti. Parmaklarını yavaşça gezdirdi ve gülümsedi. Burada atan kalp,onu ayakta tutan tek sebepti. Düşündü Zehra,acaba kime benzeyecekti? Oğlumu olacaktı,kızı mı? İçinden diledi sessizce, cinsiyeti her ne olursa olsun en çok babasına benzesin dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)
Spiritualité"Keşke hep çocuk kalsaydın,hep o masum çimen gözlü kız olsaydın." "Ben hala masumum Hamza." "Değilsin,inan öyle olsaydın çoktan kalbimde bir yerin olmuştu." #Namaz1 #Tefekkür1 #Sevap1 #Allah1 #Helal1 #Kuran1 #Ankara1 #İman1 #Hanım1 #Haram1 #Günah...