Bazen kalmayı çok istesen bile yüzüne bakmadan gidilebilirmiş...
"Ama saçların yokken bile bu kadar yakışıklı olamazsın adamım."
Zehra elindeki traş makinesini lavabonun yan tarafına bırakırken kocasının tamamen pürüzsüzleşen kafasına öpücük bıraktı.
Şimdi geniş yüzü daha bir ortaya çıkmış, yeşil gözleri ben buradayım diyordu.
"Güzel karım traş etti,ondan vuku buldu yüzümdeki bu yakışıklılık herhalde."
Zehra acı bir tebessüm ile aynadan kocasının yüzüne baktı ve boynuna sımsıkı sarıldı.
"Ben etrafa saçılan saçları toplayayım,sende duşa gir."
Hamza başını onaylarcasına salladıktan sonra boynundaki örtüyü topladı ve karısına verdi. Zehra içinde saç dolu bez ile banyodan çıkar çıkmaz kapının pervazına yaslandı ve yaklaşık bir saatir içinde tuttuğu göz yaşlarını bırakıverdi. Sessiz çığlıkları içinde döktüğü gözyaşları, içinde amansız bir acıya sebebiyet veriyordu. Ne çok severdi kocasının saçlarını karıştırıp, okşamayı.
Ne çok severdi beyaz tenine inat yüzünü süsleyen kara saçlarını...
Bir süre sonra kocasının banyodan çıkıp onu bu halde görmesi ihtimaline binaen yaşlarını gelişi güzel sildi ve elindeki örtüyü alarak balkona çıktı.Örtüyü çırptıktan sonra odasına döndüğünde kocasının banyodan çıkmış olduğunu gördü. Zehra'nın gözleri her halinden ben az önce ağladım diye bağırsada Hamza daha fazla üzememek için ses etmedi.
Çünkü tek bir kelamında o da ağlamaya başlayacaktı.
Gece çok geç bir saat olmuştu ve genç çift günün yorgunluğu ile kendilerini yatağa zor atmıştı. Şimdi ikisininde yüzleri birbirine dönük odadaki kısık ışıktan birbirlerini görebildikleri kadar yüzlerini inceliyorlardı.
"Yeşilin her tonunu severim,lakin seni gözlerinin tonunu başka hiçbir yerde bulamadım güzelim."
Zehra beklemediği iltifat karşısında afallasa da bir süre sonra konuşacak gücü buldu kendinde.
"Neden bu kadar çok gözlerimin içine bakıyorsun? Seni her daim gözlerin üzerimdeyken yakalıyorum."
Ali Hamza elini karısının yüzüne koydu ve dikkatlice konuştu.
"Çünkü gözlerin bana geleceği vaadediyor."
Biraz nefeslendi ve tekrar Zehra'nın gözlerine derince bakarak konuşmaya devam etti.
"Çıkmazlar içinde yol gösteriyorlar bana. Çaresizlik içinde bir çare,sabır sebebim senin yeşil harelerin."
Zehra da kocasının yüzündeki elinin üstüne elini koydu ve dudaklarına getirerek avuç içini öptü.
Ve yavaşça kocasının göğsüne sokuldu.
Şimdi her şeye,herkese rağmen huzurlu bir uyku zamanıydı belki...π'π'π'π'π'π'π'π'π'π'π'
"Hile yapıyorsun."
Murat bıkkınlıkla başını yana düşürdü ve çatık kaşlarla kendisini izleyen karısına baktı.
"Ne hilesi yaptım gene?"
Fidan elindeki piyonu koltuğa fırlattı ve arkasına yaslandı. Aslına bakılırsa kocası değil hile yapmak aksine çok iyi oynuyordu satrancı. Ama o üçüncü kez yenilmeyi artık kaldıramayacaktı.
Murat oyunbozanlık yapan karısına sert çehresi ile bakarken önündeki taşları topladı ve çantaya koydu. Sehpadaki sigara paketine uzandı ve eline aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)
Spirituale"Keşke hep çocuk kalsaydın,hep o masum çimen gözlü kız olsaydın." "Ben hala masumum Hamza." "Değilsin,inan öyle olsaydın çoktan kalbimde bir yerin olmuştu." #Namaz1 #Tefekkür1 #Sevap1 #Allah1 #Helal1 #Kuran1 #Ankara1 #İman1 #Hanım1 #Haram1 #Günah...