Olursa olur,olmazsa yine olur...🌼
Hayaller... Hayallerimiz... Belki de insanlık olarak bizi yaşama bağlayan,hayata bir nebze de olsa umutla bağlanmamızı sağlayan ince bir dal.
Kötü bir bakış açısına sahip olmak belki de dünyadaki en basit şey. Amma ve lakin,hayata gülerek bakmak; her ne olursa olsun umutla ve hevesle olacakları beklemek herkesin harcı değil. Bunu başaran çok az insan tanıyorum. Her zaman pozitif ve her zaman olayları binbir çeşit pencereden bakabilen insan...
Mesela Ali Hamza bunlardan biri olamamıştı, kanından canından olan kardeşinin belki de en mutlu günleriydi ama o değil yanında olmak varlığını bile hissettirmiyordu. Kardeşinin o aileden biri ile evlenecek olması onu derinden etkiliyordu. Zehra ise bu duruma oldukça üzgün bakıyordu. Netice de böyle bir durumda Fidan'ın yerinde olmak istemezdi. Kocasına son kez bu konuyu konuşmak üzere gidecekti.
"Ali!"
Ali Hamza karısının kendisine seslenmesi ile hasta dosyalarını kontrol ettiği tabletten başını kaldırdı.
"Efendim."
Zehra önce derin bir nefes çekti ciğerlerine ve oturduğu tekli koltuktan kalkarak karşıdaki üçlü koltukta oturan kocasının yanına geldi. Kocasının elindeki tableti alarak sehpaya bıraktı ve gözlüğünü de çıkartarak tabletin yanına koydu. Kocasının vereceği tepkiyi kestiremiyordu ve bu telaşını ikiye katladı.
"Biz ne zaman eve döneceğiz Ali Hamza?"
Ali Hamza kendisine yöneltilen soru ile bütün keyfî kaçmıştı. Aslına bakarsanız bu soruya kendi de cevap bulmuş değildi. Yalnızca şundan emindi ki kendisine büyük bir ihanet yapılmış gibi hissediyordu. Kız kardeşi kendisinin o aileye olan nefretini bile bile nasıl olur da onlardan biri ile evlenir hala aklı almış değildi.
"Nereden çıktı gene Durum?"
Zehra iyice kocasına yaklaştı ve parmaklarını kocasının yeni yeni çıkan sakallarında gezdirdi. Belki de onu bir nebze sakinleştirmek derdindeydi. Çünkü kocası fevri hareketler sergileyebilecek biriydi. Hele ki şu zamanda eve dönmek gibi bir fikri öne sürerken.
"Hiçbir yerden çıkmadı. Sadece sen hep var olan mevzunun üstünü kapattın. Ya da görmezden geldin."
Hamza karısının yüzünde dolaşan ellerini tutarak dudaklarına götürdü ve derin bir nefes çekerek öptü.
"Görmezden gelmiyorum. Sadece daha gitme zamanı gelmedi o kadar."
"Ama Ali lütfen bak, kardeşini yalnız bırakmamalısın."
Hamza derin bir nefes vererek karısından uzaklaştı ve yüksek sesiyle konuştu.
"Bak aramız yeni düzeldi tamam mı? O aileden herhangi birisi yüzünden tekrar seninle kötü olmak istemiyorum. Gitmeyeceğiz dedim o kadar. Bir daha lafını etme bunun. Aksi taktirde kötü şeyler olacak."
Hamza sinirle üst kata odasına çıktı. Odaya girer girmez üstündeki kazağı sinirle yere attı ve yatağa attı kendini.
O da özlemişti kardeşini,hemde deliler gibi. En güzel,en özel gününde yanında olmayı isterdi. Ama gidemezdi işte. Gidemez. Aşık olduğu kadından tam beş sene uzak bırakmıştı Mert. Gerçekleri yeni yeni kabul ederken onun yüzünü görmeye hazır değildi henüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)
Spiritual"Keşke hep çocuk kalsaydın,hep o masum çimen gözlü kız olsaydın." "Ben hala masumum Hamza." "Değilsin,inan öyle olsaydın çoktan kalbimde bir yerin olmuştu." #Namaz1 #Tefekkür1 #Sevap1 #Allah1 #Helal1 #Kuran1 #Ankara1 #İman1 #Hanım1 #Haram1 #Günah...