BŞHKM19

8.3K 436 40
                                    

Kıskanılmak... O kadar müthiş bir histi ki ve şu an bunu hücrelerine kadar hissediyordu Hamza.

Kedi gibi gözüken karısı adeta aslan kesilivermişti görevlinin karşısında. Samimi duygular içerisinde olduğundan her ne kadar emin olmasa da Hamza bugün halledecekti artık bu mevzuyu.

Zehra bıyık altından gülen kocasının her ne kadar farkında olsa da sessiz kalmayı tercih etti. Ne diyebilirdi ki? Açık açık kıskanmıştı işte kocasını.

Zehra, Hamza'nın arabayı farklı yöne sürdüğünü anlayınca merakla sordu kocasına.

"Eve gitmiyor muyuz?"

"Hayır."

"Peki nereye gidiyoruz."

"Gidince görürsün."

Evet Hamza da bu kadar iyi olabiliyordu işte. Gıcıklığı tekrar yerine gelmişti.

Zehra aldığı cevaptan sonra yerine sindi ve sessizce varacakları rotayı gözlemeye başladı. Bu adam ne zaman doğru düzgün cevaplar vermeye başlayacaktı.

Yirmi dakikalık meraklı yolculuk küçük bir kafenin önünde son buldu.

Zehra geldikleri yeri fark eder etmez. Kalp ritmi yine artmaya başlamıştı. Burası Hamza ve Zehra için herşeyin başladığı yerdi.

" Gerçeklerle yüzleşmeye hoş geldin karıcım."

Önü çiçeklerle kaplı,küçücük bir kafeydi burası. Yıllar önce hem en güzel anılarına hemde en acılarına şahit olmuştu bu küçük mekân.

Hamza'nın arabadan inmesi üzerine Zehra öylece kalakaldı hala karşıdaki kafeyi izliyordu. Zehra'nın oturduğu tarafın kapısı açılıp içeri rüzgar girince titredi.

"İn aşağıya."

Korkak ve meraklı hislerin yer edindiği kalbinde kocasının onun buraya neden getirdiğini anlamış değildi.

Araban indi ve ardından şiddetle kapatılan kapıyı umursamamaya çalıştı.

Hamza önünde öylece duran karısının elini hırsla tuttu ve içeri doğru sürüklemeye başladı.

Adeta bir mengene gibi yapıştığı için Zehra kendini geri çekemiyordu. Küçük kafeden içeri girdikleri sırada etrafta kimsenin olmaması ürkütücüydü. Serin bir yaz akşamıydı ve burası çokça tercih edilen bir mekandı,etrafın bu denli sakin olması Zehra'yı artık geri dönülmez bir korku çukurunun içine düşürmüştü bile.

"Neden kimse yok?"

Hamza her zaman ki acı gülüşlerinden birisini bahşetti Zehra'ya.

"Bugün burada yaşanılacaklar kimseyi rahatsız etsin istemedim."

"Ne oluyor Ali,neden geldik buraya korkutuyorsun beni."

"Demek korkuyorsun,korkuyorsun ha! Korkmalısın da bence."

Hamza'nın gülmesi acı verici cinstendi. Ve Zehra biraz daha neler olduğunu anlamazsa hıçkırarak ağlayabilirdi.

Hamza cam kenarındaki masaya geçti ve oturdu. Zehra da arkasından geldi ve karşısına oturdu.

Uzun boylu zayıfca bir garson yanlarına geldi?
"Ne alırdınız efendim?"

"Bana sade türk kahvesi,hanfendiye ise dibek kahvesi."

Zehra artık hatırladıkları ile göz yaşlarını tutamamıştı. Aynı şeyler yaşanıyordu, adeta zaman tekarür ediyordu.

"Hatırladın mı bir şeyler karıcım. Hatırlattı mı sana bazı gerçekleri burası?"

BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin