BŞHKM27

8.1K 408 23
                                    

3 Ay sonra

Acı bitmez,sadece alışılmışlık hissi verir. İşte Zehra da bunu yaşıyordu. 3 ay geçmişti,babası olmadan üç ay. Alışıyor muydu? Belki evet. Ama eskisi gibi miydi? Hayır!

Zaman, zaman,zaman. Her şeyin ilacı dedikleri bu şey,bazı şeyleri iyileştirmiyordu. Aksine bazen kanadıkça kanıyordu o yara. Zehra şimdi kafasını tek bir şeyle meşgul edebiliyordu. O da ders çalışmak. Sanki babasının bir vasiyeti gibi hissediyor,dur durak bilmeden ders çalışıyordu.

Hamza, karısının bu haline her ne kadar alışmaya çalışsada,eski Zehra sanki derin bir çukura gömülü gibiydi. Gülmüyor,eskisi gibi bakmıyor. Hatta eskisi gibi ağlamıyordu bile. Hissizleşmiş,bütün duygularını tek bir kutuya doldurup ulaşılmaz raflara koymuş gibiydi.


Havalar eskisi kadar sıcak değildi artık,güz mevsimi kendini tam anlamıyla hissettirmeye başlamıştı. Zehra yine her zamanki gibi odasına çekilmiş ders çalışıyordu. Hamza ile arası şu aralar sıradandı. Yani ne kavga ediyorlar ne de adama akıllı muhabbet ediyorlardı.

Hamza eve geldiğinde karısını aşağıda göremediğinde,yine odada ders çalıştığını tahmin etmiş yukarı çıkmıştı.

Odadan içeri girdiğinde,masada gördüğü karısı,test çözüyordu.

"Sanırım bana çok güçlü bir rakip geliyor."

Zehra hafif gülümsedi ve soruları çözmeye devam etti.

"Bir şey rica edebilir miyim?"

Utana sıkıla söylediği söze Hamza net bir cevap verdi.

"Dinliyorum."

"Şey bazı soruları çözemedim de bakabilir misin?"

"Bakamam."

Zehra Hamza'nın verdiği yanıta her ne kadar bozulsa da belli etmemeye çalışarak önüne döndü. Kalbi kırılmıştı ama artık Hamza'nın bu hallerine de bir nebze alışmıştı.

"Neden diye sormayacak mısın?"

Zehra kocasının sorduğu soruyu es geçti ve kafasını masadan hiç kaldırmadı.

Hamza karısının gücendiğini anladığı için yanına yaklaştı sandalyeyi geri çekip karısını kendi yüzüne çevirdi.

"Sorulara bakamam çünkü sen daha kahvaltı bile yapmamışsın. Annem söyledi. Şimdi aşağı iniyoruz akşam yemeğini yedikten sonra sorulara birlikte bakıyoruz, tamam mı?"

Zehra neden bakmam dediğini anlasa da canı hiçbir şey yemek istemiyordu.

"Ben hiçbir şey yemek istemiyorum."

Hamza bu duruma hafif sinirli sesi ile cevap verdi.

"Yeter artık Durum,tam üç aydır ne doğru düzgün yemek yiyorsun ne de gülüp konuşuyorsun. Ne olur topla kendini. Hasta olacaksın iyice zayıfladın."

Zehra'nın gözleri hemen dolmuştu. Evet canı hiçbir şey yapmak istemiyordu. Çünkü babasının yokluğuna hala alışamamıştı.

"Bak güzelim bunu ağlaman için söylemedim ama artık toparlanman lazım. Hayat devam ediyor,sen yaşıyorsun. "

Zehra ağlamasını durduramazken daha çok sarsıldı omuzları, geçmiyordu işte.

Hamza karısının elinden tuttu ve ayağa kaldırdı. Elinden tutup aşağı indirdi.

Mutfak masasındaki ev halkı ele ele gelen çifti görünce mutlulukla gülümsedi çünkü gelinleri üç aydır doğru düzgün konuşmuyor, gülmüyor,yanlarına gelmiyordu.

BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin