Hala sıkıcı ortamdan kurtulup eve gidememiştik. Davetlere katılmak elit insanlar arasında olmak güzel olabilirdi fakat. Burada ne elit insan vardı ne de iş adamlarının geldiği davet.
Hepsi iş adamı maskesi takan ama yeraltında birbirlerini öldürmek için yırtınan bir avuç mafya bozuntusuydu. Kimisi arazi mafyası kimisi de uyuşturucu baronuydu. Ares'in hala hangisi olduğunu çözememiştim.
İkramların ve içeceklerin bulunduğu masanın kenarına kalçamı yaslamış etrafı izliyordum. 'Yanımdan ayrılma Caner senin yanında olur zaten.' diyen Ares ortalıkta görünmüyordu. Caner abide öyle. İkisi de beni bu boğucu ortamda bırakmış gitmişlerdi.
Canım sıkıldığı için elimdeki pek bayılmasamda ortama ayak uydurmak için yavaş yavaş yudumladığım şampanya ile etrafı izliyor, bakışlarımın kesiştiği kişilerden de gözlerimi kaçırıyordum.
Her adamın yanında kafam kadar özel taşlarla süslenmiş mücevherleri manken gibi taşıyan kadınlardan vardı. Hatta bazıları birle yetinmemiş ikinciyide takmıştı koluna. Estetikli suratları, şişirilmiş göğüsleri ve kalçaları ben sahteyim diye haykırıyordu resmen.
Kendimi düşünmüştüm. Acaba estetik yaptırsam nasıl olur diye. Burnumu seviyordum. Fiziğim daha güzel olabilirdi belki ama bu halide gözüme pek batmıyordu açıkcası. Fazla üstünde durmadan bu fikri reddetmiştim. Çünkü görünüşümle barışık birisiydim. Belki çakma sarı birisini çevirip güzel olup olmadığımı sorsan beni güzel bulmazdı ama ben kendimi seviyordum.
Saçlarım uzatmıştı ve artık kısa kullanmak istemiyordum. Kısa saç kolay oluyordu ama uzun saçıda kendime yakıştırıyordum.
Bu saçma bir sürü düşüncem arasında yanıma birisinin geldiğini hissetmemle sol tarafıma döndüm. Caner abi yanımda dikelmiş benim gibi etrafı izliyordu. Ares bey ise hala ortalıkta yoktu.
"Ne kadar sahteler değil mi? Annem varken Ares ile ben zor bile olsa bir şekilde ayak uydurur kraliçemizin hatrına katılırdık böyle davetlere. Ama artık kapısının önünden bile geçesim yok. Ares tamamen yeraltında herkes haddini bilsin demek için geliyor zaten."dedi.
"Hepsi sürtük gibi. Estetikler, mücevherler. Arada bir kaç yakışan güzel çiftler gözüme çarptı ama bir tanesi az önce sessizce tartışırken gördüğüm için onlara da pek inancım kalmadı."dedim.
"Onlar sürtük zaten Ayda. Yeraltında zenginliklerini ve üstünlüklerini göstermek için kullanılan cansız mankenden farkları yok onların." İkimizde önümüze bakarak konuşuyorduk. Hiç kimse yanına bile yaklaşmamıştı şu ana kadar. Ares ve Caner abi dışında kimse.
"Ayrıca o yakıştırdığın çiftlerde yalan. Bak mesela şu adamla kadın." Parmağıyla bir kaç masa ötemizde dikilen çifti gösterdi. Kadın su yeşili ve vücuduna oturan derin göğüs dekolteli elbise giymiş adam ise lacivert takım elbise giymişti. Kadın sürtük gibi görünmüyordu. Severek yan yana gibiydiler hatta.
"Onlar yalan. Adam kadını elindeki kozlarla tehdit ediyor. Kadın eşek gibi o adamın yanında. Eğer kaçarsa ve itaat etmezse ya ölür yada adamın elindeki seks kasetleri yayınlanır. Buda demek oluyor ki kızın ailesi kızı kabul etmez. Yani bütün ipler yanındaki adamın elinde."
Sonra onların sağ arkasındaki bir çifti daha gösterdi. "Onlarda yalan. Kadın büyük ihtimalle vücudundaki morlukları kapatmak için sizin şu sürdüğünüz zımbırtıdan beş kilo sürüyodur. Ama vücuduna dikkatli bakarsan morlukları fark etmen zor değil. Ailesiyle tehdit ediyor kadını. Her gün stres topu gibi kullanıp kadını dövdüğünüde unutmayalım." Sonra sessizce mırıldandı. "Orospu çocuğu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞI
ChickLitAres & Ayda "Çünkü herkes herşeyi bilmek zorunda değil." - O bana sarılmış, ben ona sığınmıştım. - Eğer bazı şeyleri akışına bırakmazsan sana acı verir. Kendine acı çektirme. - Ona sarılmaya çok çok ihtiyacım vardı. "Ve her saniye daha da çok yarala...